Hafta sonu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin kahvaltı programına katıldım. Ve gerçekten Konya’daki yardımsever kesimi ve demokrat kesimi bir arada görmekten inanın kıvanç duydum.
Çünkü uzun süredir Konya’da görmediğim bir manzaraydı bu. Genelde gazeteci olarak
katıldığım neredeyse tüm toplantılarda gördüğümüz manzara hükümet yanlısı veya cumhurbaşkanıseverler tadında olduğu için farklı bir ses duymaya, farklı bir fikir üretilmesine gerçekten hasret kalmışız.
Hükümet yanlısı olmak ya da Cumhurbaşkanını sevmek değil tabii ki buradaki eleştirim. Muhakkak ki bu ülkenin cumhurbaşkanına gereken saygı illa ki gösterilecek ve illa ki kendi şehrimizin “hükümet başkanına” da destek verilecek. Buna bir itirazım yok. İtirazım zaman içerisinde Konya’da oluşmuş bulunan “tek sesliliğe”.
Bu tek seslilik aslında Konya’nın gelişip daha da büyümesine de ister istemez engel oluyor. Çünkü yerel iktidarın tüm yaptıkları veya Hükümetin şehrimizle ilgili yaptığı tüm tasarrufların doğru olduğu gibi bir kanaat oluşmasına veya eksikler varsa bu eksikliklerin giderilmemesine de yol açıyor.
İşte Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) kahvaltısında salona girince aklıma gelen ilk şeyler bunlardı. En azından ÇYDD her ne kadar işi siyaset olmayıp da sosyal hizmetler olsa da Konya’daki bu kadar demokrat kesimi bir araya toplaması bence çok güzel ve Konya için yol gösterici…
Zaten ülkede bir muhalefet kalmadığına göre yapılacak en iyi şey toplumsal muhalefette başı çekmek muhalefet partilerinin yerine kitlesel sivil toplum kuruluşlarına kalacaktır. (Hatta bundan sonraki süreçte ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) de, Atatürk’ün çok daha iyi anlaşılmaya başladığı bu günlerde daha etkin çalışmaya başlayabilir kim bilir).
Tabii ki yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için şu konuya bir kez daha açıklama getireyim. Muhalefet deyince akla hemen siyasetteki “kayıkçı kavgasına” dönen AK Parti-CHP muhalefeti gelmesin. Muhalefeti sadece böyle almak çok dar bir bakış açısıdır.
Hükümetin yanlış uygulamalarını illa ki muhalefet söyleyecek. Şehrimizdeki belediye faaliyetlerinin eksikliklerini kim söyleyecek? Veya kurum ve kuruluşlarda yaşanan aksaklıkları kim söyleyecek? Tabii ki muhalefet…
Peki, cahillikle mücadele etmek kimin işi olacak? İşte Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi eğitime yatırım yapan derneklerin değil mi? Yani baktığımızda ÇYDD de cahilliğe muhalefet olarak algılanmayacak mı?