'Bürokratik müsriflik' bitmeli
Mevlana demiş ya; Dün dünde kaldı cancağazım, artık yeni şeyler söylemek lazım. Artık Devlet’te yeni şeyler düşünmek, yeni şeyler söylemek ve yeni şeyler yapmak lazım.
Bir kere en önce kurtulmamız gereken protokol israfıdır. O kadar çok protokolümüz var ki, inanın gazeteciler olarak biz bile takip edemiyoruz. Her taraf müdür, her taraf başkan, her taraf idareci, yönetici… Bir de bunlar yetmezmiş gibi bunların eşleri çocukları falan var. Yani say say bitmez.
Artık bu işlerden kurtulmalıyız. Ülkeyi de kurtarmalıyız. İllerde Belediye başkanlığı diye bir makam vardır ama belediye başkanı karısı ve kocası diye bir makam yoktur. Çeşitli müdürlükler vardır ama “müdür eşi” diye bir makam yoktur. Yani anlayacağınız makamlar kişilere tahsis edilir ama o kişilerin çoluğuna çocuğuna eşine dostuna tahsis edilmez. Bir kere öncelikle bunu kafamıza sokmalıyız.
Bunu anladığımız zaman kafamızdaki birçok değerlendirmeyi engelleyebileceğiz. Ayrıcalıklı olmayı kesinlikle unutmamız gerekir. Camiye gittiğimizde insanlar, safları, görevlerine göre oluşturmuyorlar. Hayatta da bunu pratiğe dökmek lazım.
Bakın bir Devlet kurumunun yemekhanesine gidiyorsunuz. Geniş bir yemekhane; içerisinde veya yan tarafında bir ayrı oda, neymiş efendim “o oda müdür içinmiş”. Yani bu ülkede Cumhurbaşkanı halkıyla oturup yemek yiyebilirken, bizim müdürlerimiz kendi personeliyle oturup yemek yemekten imtina ediyor. Olacak iş mi bu?
Vali Cüneyt Orhan Toprak kendisi sürekli vatandaşlarla kucaklaşmayı seven, halkın arasında birisi. Bence derhal bu duruma da el atmalı ve Devlet kurumlarındaki bu ayrıcalıklı yerleri iptal ettirmelidir. O kurumun müdürü personeliyle birlikte oturup yemek yemekten çekinmemelidir.
Gelelim yine Devlet kurumlarındaki sekreter ve özel kalem enflasyonuna…
Birçok Devlet kurumunda müdürlerin bir sekreteri var. Geleni gideni karşılayan, telefonlara bakan vs. Ama bazı kurumlar var ki, müdürün bir özel kalemi var. Müdürün oradaki işlerine koşturan bir sekreteri var. Ayrıca bir de özel kalemin sekreteri var. Devlet kurumlarının taşra teşkilatlarındaki müdürlüklerinde özel kalem müdürünün ne işi vardır? Gereksizdir. Burada sadece bir tane sekreter (aslında birçok yerde buna bile gerek yoktur ama) yeter de artar bile.
Yıllar önce bir milletvekilimizle İstanbul’da, büyük bir Alman firmasının Türkiye genel müdürlüğüne ziyarete gitmiştik. Genel Müdür’ün bizim sekreter odalarından daha küçük bir odası vardı. Bizi kendisi karşıladı. Odaya girdik. Ne içeceğimizi sordu. “Kahve” dedik. Adam kalktı. Dışarıdan, kahve makinesinden 2 kahve hazırlayıp getirdi. Dikkatinizi çekerim bu adam genel müdür…
Biz de Lüzumsuz İşler Müdürlüğü olsa, müdürünün bir - iki tane sekreteri olur. Bizim iş adamlarımız, esnaflarımız işletmeyi kurmadan önce sekreter alırlar. “Bürokratik müsriflik” böyle bir şey olsa gerek.
Gelelim İl Emniyet Müdürlüğü’ne…
Emniyet müdürlüklerinde bir özel kalem müdürü bulunmakta, bunun dışında da özel kalem müdürü sekreteri bulunmakta. Tabii ki bu durum da başlı başına bir ilginçlik ortaya çıkarmakta. Yani sanırım emniyet müdürüyle görüşecek kişi önce sekreteri arayacak, sekreter uygun görürse özel kalem müdürüyle görüştürecek, özel kalem müdürü de uygun görürse emniyet müdürüne ulaşılacak. Yani Vali’ye ulaşmak daha kolay. İçişleri Bakanı’na ulaşmak daha kolay.
Sözün özü, Devlet, yeni sisteminde “yeni bir şeyler söylüyor”. Herkesin bunu duyması lazım. Artık eski Türkiye’deki bürokratik oligarşi veya “bürokratik müsriflik” ortadan kalkacak. Buna uyum sağlayan müdürler, genel müdürler, başkanlar, valiler görevlerinde kalacak, uyum sağlayamayanlar köşesine çekilecek.