Ülkemizde bazı dönemler vardır ki, önemlidir ve de birer kırılma noktası olarak algılanabilir. Mesela yakın tarihten örnek verecek olursak; 1980 sonrasında rahmetli Özal dönemi bir kırılma noktası olarak algılanabilir.1980 öncesi birçok şeye veda edilmiştir. Ülkenin ekonomik sistemi bile değiştirilmiştir.
Ülke 1980’den sonra Özal döneminde liberalleşmiş, bir tüketim toplumu olarak her şeye rahatlıkla ulaşır duruma gelmiştir. Devlet kurumlarında da halka dönük çalışmalarla katı bürokratik şekil biraz daha yumuşatılmaya çalışılmıştır ama bunda çok başarılı olunamamıştır.
İşte bu kırılma noktalarından birisi de 2002 yılıdır. 2002 yılında iktidara gelen AK Parti ile birlikte ve AK Parti’nin “Kemal Derviş Yasalarını” disiplinli bir şekilde uygulaması neticesinde yine ülkede müthiş bir liberalleşme yaşanmıştır. Ekonomideki düzelmelerle birlikte, sosyal yaşam da daha açık bir hale gelmiştir.
Ve o dönemlerde başbakan olan, şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belki de en çok şikayetlerinden birisi olan “bürokratik hegemonya” ortadan kaldırılmaya çalışılmıştı. Yani bürokraside ahbap çavuş ilişkisiyle, eşi dostu olanlar işini bir an önce yapabilirken eşi dostu olmayanlar da işlerini çok geç yapabiliyorlardı.
İşte bu konuda AK Parti çok büyük adımlar attı. Hatta şu anda birçok Devlet Kurumunun özel kurumlardan daha esnek ve şeffaf çalıştığını söylesek de sanırım yalan olmaz.
Şimdi hal böyleyken geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Müdürlüğü’nden bir yazı geldi. Yazı “basın izin istekleriyle” ilgiliydi. Yani basın kuruluşları Milli Eğitim Müdürlüğü’nden bir memurla görüşmek isterse veya bir okul hakkında bilgi almak isterse izin almak için 10 gün önceden başvuruda bulunması gerekmekte imiş.
Aslında konu Milli Eğitim Müdürlüğü ile ilgili değil tüm Devlet kurumlarıyla ilgili…
Yani Konya’da birçok Devlet Kurumundan basının bilgi alması için izin almak gerekliliği varmış. Çünkü 657 No’lu kanuna göre Devlet memuru izin almadan beyanat veremiyor.
Halbuki Konya basını çok sorumluluk sahibi aynı zamanda etik kuralları da iyi bilen bir basındır. Yani bir bürokrasi içerisinde, oradan oraya gezerek izin alması gibi bir durum söz konusu olmamalıdır. Bu hem zaman kaybıdır hem de gereksiz bürokrasidir.
“Bürokrasi vesayetinden” az da olsa kurtulmaya çalıştığımız bu yıllarda gereksiz bürokratik baskılarla basının vaktini almamak gerekmektedir.
Bu konuda Sayın Valimiz de zannederim gereken kolaylığın sağlanması konusunda gerekli talimatları verecektir.