Bundan sonra siyaset aynı kalmayacak
Hani son zamanlarda dillere pelesenk oldu ya; bilen de bilmeyen de söylüyor, “bundan sonra hiçbir şey aynı olmayacak” diye. İşte asıl değişikliği bundan sonraki dönemde ülkemizde çok bariz yaşayacağız ve o da siyasette olacak.
Bakın şimdi, yeni Anayasa’ya göre, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde yüzde 1’lik partinin bile önemi vardır. Şöyle örnekleyeyim: Lütfen hiçbir siyasi parti mensubu alınmasın, hiçbir siyasi partiyi hafife almak gibi bir düşüncem yok. Ama önceki seçimlerden yola çıkarak bir değerlendirme yapmak maksadındayım.
Mesela eski sisteme göre; Saadet Partisi’nin aldığı oy hiçbir şekilde barajı aşmıyor ve de milletvekili çıkarma şansı kalmıyordu. Ancak yeni sistemle Saadet Partisi 2 milletvekili çıkardı. Aynı şekilde Büyük Birlik Partisi Meclis’e giremezken, şimdi genel başkanı, milletvekili ve BBP Meclis’te temsil ediliyor. Yine buna benzer bir örnek Demokrat Parti de Meclis’te görmeye aşina olmadığımız ama yeni sistemle Meclis’te Milletvekili olan Genel Başkanı’yla temsil edilmektedir.
Bu işin sırrı bildiğiniz üzere cumhurbaşkanlığını kazanacak adayın yüzde 50’den bir fazla oy alacak olmasıdır. Dolayısıyla bu yüzde 50+1 oranı, ittifakları beraberinde getirmekte ve bu ittifaklarda “asgari müştereklerde beraber olmayı” şart koşmaktadır. Ve sonucunda da her parti yanına çekebileceği her partiyle bir şekilde beraber olarak daha fazla seçmene ulaşabilmenin hesabını yapmaktadır. İşte bundan sonraki süreç bu konuları çok daha fazla tartışılır ve uygulanır hale getirecektir. Siyasetin şekli değişecektir.
Şimdi bu işin bir de yereldeki reel-politiğine bakalım. Konya’da 1989’dan bu yana seçimi Refah Partisi – Ak Parti çizgisi, tartışmasız ve büyük ara kazanmıştır. Bundan sonraki ilk yerel seçimlerde durum aynı gözükse bile, bu çizgi ister istemez değişecektir.
Ak Parti belediyeleri bundan sonraki ilk seçimde rahat bir seçim geçiremeyeceklerdir. İşte bunun nedeni reel-politiktir.
Şöyle ki; 2004 yılından beri Konya belediyelerinde, tartışmasız bir üstünlük kazanan Ak Parti olmuştur. Ak Parti’nin buradaki en büyük avantajı, tabii ki Anamuhalefet Partisi CHP’nin Konya’da güçlü olmayışıdır. Dolayısıyla Konya’daki CHP’lilerin de desteğiyle Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde Saadet Partili Mustafa Özkafa yüzde 20’lerde oy almıştır ki, Ak Partili adayın yanına bile yaklaşamamıştır.
Şimdi olası bir yerel seçimde; Konya’dan seçime girecek partilerin sayısı artmıştır. Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi, Ali Babacan’ın Deva Partisi, Saadet Partisi, İyi Parti ve Ak Parti, Konya’da aynı oy tabanına sahip partilerdir.
Yani Konya’da daha evvel Gelecek Partisi, Deva Partisi, MHP ve Ak Parti beraber yüzde 70’lerde oy almışlardı. Bu sefer Gelecek Partisi ve Deva Partisi bu yüzdeden ayrıldığı gibi MHP de oylarının en az yarısını İyi Parti ile paylaşacaktır. Ki İyi Parti’nin bilhassa Konya’da Ak Parti’den de devşireceği oylar gözükmektedir.
Kısacası daha evvelki yerel seçimlerde Konya’da Ak Parti, CHP, Saadet Partisi arasında bölünen oylar şimdi; Ak Parti, CHP ve Saadet Partisi’nin dışında İyi Parti, Gelecek Partisi ve Deva Partisi ile de paylaşılacaktır.
Dolayısıyla bundan sonraki yerel seçimler de bundan öncekilerden çok farklı olacaktır. Ve belediye başkanları seçilirken muhakkak ki kendi kişilikleri ön planda tutulacaktır.
“Siyaset şımarıklığı” bu konuda yapılacak en önemli hatalardan birisi olacaktır ve de bu tür siyasetçilerin siyasi ömrü çok çok kısa olacaktır. Benden demesi…