Ülkemizde o kadar çok suni gündem var ki; bu kadar suni gündem arasında gerçek gündemi konuşmaya tenezzül bile etmiyor hiç kimse…
Yıllardır ülkemiz ayrıştırılarak bu günlere geldik.
Okullar ayrıştırıldı. Önce Meslek liseleri ve düz liseler dendi; daha sonra o da yetmedi: İmam Hatipler ve diğer okullar mantığı gelişti ülkede.
Sendikalar ayrıştırıldı. Hükümet yanlısı sendikalar ve diğerleri diye bölündü. Sendikanın işçi yanlısı olması gerekirken, hükümet yanlısı çıktı.
Marketlerimiz ayrıştırıldı. Önce bakkallar ve marketler olarak ayrıştırıldı. Daha sonra topluma yıllardır hizmet veren marketler “tukaka” gösterilip, hükümet yanlısı marketler çıktı.
Bankalar ayrıştırıldı. Bankalarda hesap kapatma furyası başlatıldı.
Gazete ve TV’ler ayrıştırıldı. Yandaş basın kavramı ortaya çıktı.
Hatay Reyhanlı’da 53 vatandaşımız öldü. Başbakan açıklama yaptı: “53 sunni vatandaşımız öldü” diye. Mezhep ayrıştırmacılığı başladı.
Daha önceleri kadınları türbanlı-saçı açık diye ayrıştırmışlardı. Şimdi türbanlıları da ayrıştırdılar. Gezi parkı olaylarına destek veren türbanlılar, destek vermeyen türbanlılar olarak…
Meslekler ayrıştırıldı. Hakkını arayan öğretmenlere “bu para neyinize yetmiyor?” denildi.
Doktorlar durumlarından şikayet etti, yürüyüş yaptılar. “Bunlar iğne yapmayı bile bilmez” denildi.
Hükümete muhalefet eden Rektöre “onun kafası basmaz” denildi.
Hükümete göre sendikacılar “dinozor”, diplomatlar “monşer” di.
Çiftçinin “gözünü toprak doyursun”du. Daha fazla konuşursa “anasını da alıp gitmeliydi.
Bu kadar ayrıştırılmadan sonra güneydoğuda mezarlık açılışı yapan PKK’nın haberi görülmüyordu bile.
İşte, hadi bu kadar şey ülkede olurken; bunları düşünürken, hadi bir de köşe yazısı yaz bakalım… Çok zor…