Artık kendi gündemlerimize dönebiliriz. Ama İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla ilgili genelde şöyle bir algı oluştu. Bunu düzelterek yazıma başlayayım. Ortada “sırada Mansur Yavaş” var gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Şu an için söz konusu konuyla alakalı olarak Mansur Yavaş’la ilgili aynı savcılık bağlamında açılmış bir soruşturma falan yok. Bunu sosyal medyadan yayanlara da bunu rahatlıkla söyleyebilirsiniz. Bunun aksi olarak bir şey söyleyenlerin yaptıklarını da, iyi niyetli olarak algılamak doğru olmaz.
KONYA’DAN 3 GÜÇLÜ YÖNETİCİ
Öncelikle bu gündemden fırsat bulup da yapamadığım kutlamalarla başlayacağım. Malumunuz Ak Parti Büyük Kongresini yapmıştı. Konya’da İyi Parti’den Ak Parti’ye geçen Ünal Karaman MKYK üyesi olmuştu. Şimdi de Ak Parti genel merkezinde kurulan komisyonların atamaları yapıldı. Ve Konya’dan 3 isim çok önemli görevlere geldi.
Ziya Altunyaldız “Genel Başkan Vekili Yardımcılığı” görevine getirilirken, Selman Özboyacı “Teşkilat Başkan Yardımcılığı”, Mehmet Baykan ise “Yerel Yönetimler Başkan Yardımcılığı” görevlerine getirildiler.
Çok değerli bu üç milletvekilimizi de kutluyor ve yeni görevlerinde başarılar diliyorum.
BURADAN SONRASI CHP’LİLERE
CHP 1992’de Büyük Devlet Adamı, Türkiye’nin yetiştirdiği çok değerli siyasetçi, rahmetli Deniz Baykal tarafından yeniden kurulmuş bir partidir. O dönemde CHP’nin en önemli unsurları Atatürkçülük ve Atatürk’ün ilkeleri ile antiemperyalist olabilmekti. O dönemdeki program ve tüzüğü inceleyenler CHP’nin bakış açısını görebilirlerdi. O dönemde CHP sosyal demokrat değildi.
Türkiye 1919’dan itibaren verdiği mücadelelerle yeni bir cumhuriyet kurmuş ve bu cumhuriyetin kalkınma ve ilerleme şekilleri Atatürk tarafından icra edilmiştir. Ve ülkenin kalkınması ve ilerlemesi için yapılan planlamalar ülkenin kısa zamanda çok büyük yollar kat etmesini sağlamıştır.
Şimdi gelinen aşamada yine bu ülkenin kalkınması ve ilerlemesi için elde reçete bellidir. Atatürk ilke ve inkılapları bunun reçetesidir. Atatürkçülüğün ve Atatürk ilkelerinin en gerekli olduğu 2010’lu yılların başında CHP, politikasını değiştirerek, sosyal demokrat bir parti olma yolunda adım atmaya başlamıştır. Haliyle siyasette “ben hem sosyal demokratım, hem de Atatürkçüyüm” diye garip bir teori olmayacağı için CHP “yeni” adı altında Atatürkçülükten uzaklaşmaya başlamış ve içinde kendini ulusalcı olarak lanse eden, Atatürkçü yapıyı da uzaklaştırmıştır.
Kılıçdaroğlu ile CHP ekolünden uzaklaşan parti, ondan sonraki süreçlerde “Makyavelist” bir çizgiye oturmaya başlamıştır. Bu da zaten partinin Atatürkçülükten uzaklaştıktan sonra şimdi de “sol” çizgiden uzaklaşmasını getirmiştir.
Daha evvel yazmıştım şimdi tekrar şöyle bir örnekle hatırlatayım: CHP’de isimleri en üst düzeyde geçen 4 tane isim var. Birincisi malumunuz genel başkan Özgür Özel; ikincisi eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu; üçüncüsü İstanbul belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ve dördüncüsü de Ankara belediye başkanı Mansur Yavaş. İşin garip ve ilginç tarafı bu 4 ismin hiçbiri “CHP ekolünde” yetişmiş biri isim değil. Hatta daha ilerisini söyleyeyim; “CHP ekolünü” bilmezler.
Ve sonuçta gelinen yerde parti; adı CHP olan ama ruhu CHP ile hiç alakalı olmayan bir yere oturmuştur.
İşte CHP’liler buna iyi dikkat etmelidirler. Ülkede uzun süredir “siyasi kriz” yaşanmaktadır. Bu kriz diğer her krizden çok daha önemlidir. Ve vatandaş bu krizin gayet farkındadır. Vatandaş Ak Parti’den uzaklaşmak istemektedir ama ülkeyi teslim edebileceği daha güvenebileceği bir siyaset görememektedir.
Şimdi, son günlerdeki olayları da düşünelim. Bu olaylar hep Ak Parti’ye eksi yazmaktadır. Ancak ne ilginçtir ki “artı” yazan herhangi bir taraf da yoktur. Yani Anamuhalefet Partisi iktidarın alternatifi olarak düşünülmesi gerekirken Ak Parti’nin alternatifi “yeni CHP” olamamaktadır. Çünkü vatandaş Devletini sever, milletini sever, değerlerine sonuna kadar sahip çıkar. Bu vatandaş dinine laf söyletmez ama “laiklik” hayranı ve destekçisidir. Çünkü laiklik olmasa, din tüccarlarının elinde oyuncak olacağını, dinini yaşayamayacağını bilir. Aynı şekilde bizim vatandaşımız Atatürk’ü sever. Onu kendi vicdanında önemli bir yere koyar. Atatürk’ün çok değerli bir insan olduğuna inancı tamdır. (Öyle Atatürk’ü sevmediğini söyleyen marjinal ufak gruplara bakmayın bunlar çok küçük bir azınlığı temsil eder.)
İşte CHP böyle bir imkanı değerlendirememiş ve CHP ruhundan uzaklaşmıştır. Halbuki şu anda ülkede tam da gereken “CHP ruhu” olmalıdır. Ama bu ruhun en temelinde de Atatürk gibi “antiemperyalist” olmak gerekir.
Şöyle bir örnek vereyim. Ekrem İmamoğlu gözaltına alınmıştır. Ve dünya basınında bazı gazeteler konuyla ilgili çok ilginç değerlendirmeler yapmıştır. "Türkiye, Erdoğan’ın En Büyük Rakibi İmamoğlu’nu Tutuklayarak Muhalefeti Susturuyor” başlıklardan birisi; “İmamoğlu’nun Gözaltına Alınması: Erdoğan’ın Seçim Korkusu mu?" bir başka başlık, “Türkiye’nin Demokrasi Maskesi Düştü: İmamoğlu’nun Gözaltına Alınması Erdoğan’ın Çaresizliğini Gösteriyor" ve bunun gibi onlarca haber var.
Peki, bir Türk vatandaşı olarak sizlere sormak istiyorum: Ortada bir seçim mi var? Belirli bir tarih mi var? Hadi onu da geçtim; şu önümüzdeki bir buçuk- iki yıl içerisinde seçim bekleyen kaç vatandaşımız var?
Peki, ortada seçim yok da hadi varmış gibi yapalım. CHP’nin adayı İmamoğlu mu? Kim belirledi bu adayı? Ben her yazımda belirttim, “CHP’nin adayı CHP genel başkanıdır” diye. Hadi onu da geçelim; CHP’nin adayı şu anda belli değildir.
Peki, bu gazetelerin başlıkları neyi ifade etmektedir. Ekrem İmamoğlu’nu canhıraş savunma derdine düşmeleri sadece demokrasiye olan bağlılıklarından mıdır?
2005 yılında ABD ziyaretinden sonra uçaktan inerken “ben CHP genel başkanlığına değil başbakanlığa adayım” diye açıklama yapan zamanın Şişli belediye başkanı Mustafa Sarıgül’ü hiçbir CHP’li hatırlamıyor mu acaba?
Ben naçizane tüm CHP’li dostlarımdan özellikle rica ediyorum. Bu konuda baskı yapın yönetimlere ve Atatürkçü, Laik ve antiemperyalist CHP’yi tekrar getirin. Vatandaşın ihtiyacı budur. Aksi halde vatandaşın istediğini yapmadığınız müddetçe başarı beklemek hayal olacak ve de ülkenin kurucusu CHP’nin kirlenmesine sessiz kalarak tarihe geçeceksiniz.
Dostlukla kalın.