Bir kovid yazısı da benden
Pandemi süreci hakkında yazmaktan çok haz almıyorum. Çünkü o kadar bilgi kirliliği var ki, bilen de bilmeyen de muhakkak bir fikir sunuyor. Hatta buna, Hükümetin Bilim Kurulu’nu da koymak lazım. Onları da çok farklı görmediğimi söyleyeyim.
Türkiye’de her dönemin bir parlayan “starı” olur ya, mesela depremler döneminde Ahmet Mete Işıkara Türkiye’nin en seksi erkeği bile seçilmişti. Bu dönemde de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tam bu aşamaya gelmişti ki, bilgi kirliliği başladı ve vatandaşın ilgisi azaldı.
Tabii, Sağlık Bakanlığı aşı çalışmalarına devam ediyor. Hatta Sağlık Bakanlığı’ndan yetkili bir isimden aldığım bilgiye göre eylül ayı sonu Faz 2 çalışmalarına başlanacak. Yani Faz 2 çalışmalarına başlanacak dediğimiz zaman, aşının geliştirilmesinin ve sunumu için en az 2 yıllık bir süreç olduğunu belirteyim. Bu arada Sağlık Bakanlığı’nın aşı çalışmalarında hayvanlar üzerinde yapılan çalışma olumlu netice vermiş ve şimdi Türkiye’de ilk olarak insan üzerinde çalışmalar başlayacakmış.
Bunun dışında gözlerden kaçan İtalya’daki bir gelişmeden bahsetmek lazım.
Nethaber.com’un haberine göre Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ)’nün talimatını hiçe sayan İtalyan doktorlar, yaptıkları otopside Covid19 Virüsü olmadığını Kan pıhtılaşmasına sebep olan bir bakteri olduğunu ileri sürdüler. Tabii ki doğruluğunu yanlışlığını bilemiyorum ama sonuçta bir gelişimdir. Aynı zamanda Dünya Sağlık Örgütü’nün talimatlarına karşı koyarak, kendi çalışmalarını yürüten bir İtalya’yı şahsen takdir ettim.
Bu arada bu illet hastalıkla ilgili tam olarak yeterli bilgiye sahip olmadığımız da ortada. Nasıl bulaşıyor, belirtileri nasıl, nasıl engellenir, nasıl korunulur, gibi sorunların net olarak cevabını bulmak kolay değil. Ortak bir sonuç olarak “maske-mesafe-hijyen” temel bir konu olarak algılanıyor. Ancak herkesteki bulaşma riski, herkesteki, kurtulma riski, herkesteki belirtiler kesinlikle aynı değil.
Başlangıçta Yeni Koronavirüs (2019-nCoV), ilk olarak Çin'in Vuhan Eyaleti'nde Aralık ayının sonlarında solunum yolu belirtileri (ateş, öksürük, nefes darlığı) gelişen bir grup hastada yapılan araştırmalar sonucunda 13 Ocak 2020'de tanımlanan bir virüstü. Ama şu anda baştaki gibi olduğu pek düşünülmüyor.
Temelde de öksürme veya hapşırma sırasında ağız ve burun tek kullanımlık mendille kapatılmalı, mendil yoksa dirseğin iç kısmı kullanılmalıdır. Olabildiğince kalabalık ortamlardan uzak durulmalıdır. Tokalaşma ve sarılmadan kaçınılmalıdır. Kirli ellerle ağız, burun ve gözlere dokunulmamalıdır. Bunlar genel konular olduğu için söylüyorum.
Bunların dışında yapılacak tek şey Sağlık Bakanının açıklamalarıdır. Yok bilim kuruluymuş, yok doktormuş, yok cerrahmış, bunlara falan kafa yormamak lazımdır. En güzeli Sağlık Bakanlığının kendi resmi açıklamasıdır. Doğru da olsa yanlış da olsa...
Dostlukla kalın.