Son haftanın en önemli konusu sanırım 1 Milyon 200 bin liralık iletişim faturası olsa gerek. Bunu sanırım bazıları yanlış anlamışlar. Sanki söz konusu divan kurulu üyesi telefonla o kadar konuşmuş ki bedeli bu rakam tutmuş gibi gözüküyor.
Hâlbuki olay o değil. Zaten bir kişi neredeyse tüm yıl boyunca her gün saatlerce yurt dışı konuşsa bile bu rakama erişme olasılığı çok zordur. Bu para, divan kurulu üyesinin posta, mesaj, cep telefonu, sabit telefonu vb. tüm iletişim masraflarıyla alakalıdır.
Tabii böyle olması durumu masumlaştırmıyor. Ancak bu işin ayrıntısına da bakmak lazım. Aslında bunun için de tüm TBMM Divan Kurulu üyelerinin harcamalarına bakmak lazım.
TBMM Divan üyeleri TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve 2 Meclis Başkanvekili de dahil olmak üzere 13 AK Partiliden, 1 başkanvekili de dahil olmak üzere 6 CHP’liden, 1’i başkan vekili olmak üzere 2 HDP’li ve 1 de MHP’li üyeden oluşmaktadır. Yani toplam 22 üyedir. Ve milletvekillerinin iletişim harcamaları iki maaşla sınırlı iken, bu üyelerin iletişim harcamalarında sınır yoktur.
Olayın asıl vahim kısmına dikkatinizi çekmek isterim.
Habertürk gazetesi haberleşme faturası en yüksek 10 milletvekilinin isimlerini yayınladı. Bunların sıralaması, ne kadar fatura olduğu ve partisi önemli değil. Ortada bir sistem bozukluğuna dikkat çekmek istiyorum sadece.
Bu 10 kişilik liste; Balıkesir Milletvekili Sema Kırcı, Kütahya Milletvekili İshak Gazel, Hatay Milletvekili Orhan Karasayar, Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, Manisa Milletvekili Özgür Özel, Bolu Milletvekili Fehmi Küpçü, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, İzmir Milletvekili Özcan Purçu, Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü ve malum Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen isimlerinden oluşuyor.
Bu listedeki dikkatinizi çekeceğim durum şu: Bu 10 kişilik listedeki isimlerin 8 tanesi TBMM Divan Kurulu üyesi, iki tanesi de parti grup başkan vekilleri. Ve de bu isimlerin iletişim harcamalarında sınır yok.
Peki, burada şöyle bir soru akla gelmiyor mu: Acaba Meclis’te bulunan siyasi partiler, iletişim harcamalarını, mesela seçmene gönderdikleri kartları, bu üyeler üzerinden gösterebiliyorlar mı? Yani herhangi bir parti, seçmenleriyle ilgili bir çalışma yapacaksa mesela telefonla arama, mesaj gönderme, ptt kartı gönderme gibi, bunu parti adına değil de divan kurulu üyeleri adına yaparsa o zaman bu masraf partinin masrafı değil, TBMM’nin masrafı haline gelebiliyor mu?
Ve acaba en fazla iletişim faturası sahiplerinin divan kurulu üyesi olması bir tesadüf mü?
Hadi hep beraber düşünelim…