Genelde bir bayram konuşması veya yazısı veya sohbeti “bayramlar, birlik ve beraberliğimizin pekiştiği zamanlardır” diye başlar. Ben bunu kullanarak hamaset yapmak istemiyorum.
Bayramlar artık tatil hesapları yaptığımız, nasıl dinleneceğimizi planladığımız zamanlara dönüşmüş durumda. Kimse kusura bakmasın ama bunu da eleştirmek doğru değil.
Bilindiği üzere iki çeşit bayram kutlamamız var. Biri milli bayramlar, diğeri dini bayramlar. Bunların ikisi de ülke için, millet için, birlik ve beraberlik için, çok önemli gün ve haftalardır. Bunları birbirinden ayırmak da mümkün değildir.
23 Nisan, TBMM’nin ne zorluklarla kurulduğunu, düşmanın TBMM’nin burnunun dibine kadar gelmesine rağmen TBMM’yi açık tuttuğunu ve çalıştırdığını ifade eden bir milli bayramımız.
19 Mayıs, 29 Ekim, 30 Ağustos, tüm bu milli bayramlarımız ayrı ayrı önem arz ederek, kahramanlık destanı yazan Cumhuriyet’in hatırlanılmasını ve de verdiği coşkuyla unutulmaması gerektiğini ifade eder.
Aynı şekilde, Ramazan bayramı, Kurban bayramı; dini bayramlarımız olarak hem birlik ve beraberliğimize hem İslam inancımıza hem de dinin, ahlaki ve sosyolojik etkilerinden yararlanmamıza çalışan bayramlarımızdır.
Yani gerek dini bayramlarımız, gerekse milli bayramlarımız vazgeçemeyeceğimiz kutlamalarımızdır. Eğer bunlardan “milli bayramlara gerek yok, onu dostlar alışverişte görsün” diye kutlamayı adet haline getirirseniz, bu sefer bir bakarsınız dini bayramların kutlaması da “dostlar alışverişte görsün” diye oluvermiş.
Çünkü dini bayramlarımızı da milli bayramlarımızı da birbirinden ayıramazsınız. Artık bunlar “yapışık ikizlerdir”. Birini ayırmaya kalkarsanız bu ülkede diğerine de zarar verirsiniz.
İşte son zamanlarda milli bayramlar çok önemsenmemiş “adet yerini bulsun” diye bir tören düzenlenmeye kalkılmış ve şimdi gelinen aşamada dini bayramlar da tatil gününe, dinlenme zamanına dönmüş, Ramazan bayramı, “en ucuz şeker nereden bulunur”a; Kurban Bayramı da “en ucuza buzdolabımı nasıl etle doldururum”a dönüşmüş durumda. Sonuçta milli bayramlar da, dini bayramlar da “nerde o eski bayramlar” hikayesi anlatılır ortamlara dönüşmüş durumda.
Artık bugün arife günü ve yarın Kurban Bayramı’nın ilk günü. Bu bayramın bir milat olması; hem dini bayramlarımıza, hem milli bayramlarımıza sahip çıkılması dileklerimle; birlik ve beraberlik içerisinde, Kuran’ın ve Sünnet’in ışığında, nice dini ve milli bayramlarımızı özgürce kutlayabilmek temennilerimle Kurban Bayramı’nın tüm İslam alemine hayırlı olmasını dilerim.