Başkan Altay ve Türk takımı

Erhan Dargeçit

BÜYÜKŞEHİRİN BÜYÜK BAŞKANI

Geçen haftayı Cuma günü Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın basın toplantısıyla kapattık. Başkan Altay yatırımlarını, bilhassa bahar ve yaz dönemindeki yapılanları anlattı. Öncelikle basın toplantısı yapılan yer tarihi “Taş Bina” idi. Eski Rektörlük binası olarak şehirden duvarlarla tecrid edilen alan, tüm Konya halkının gezmesi, görmesi ve bilgilenmesi için yeniden düzenlenerek tekrar şehrin içerisine dahil edilmişti. Orada basın toplantısı yapmanın bile başlı başına bir keyif olduğunu belirteyim.

Şimdi burada yapılan faaliyetleri konuşmak istemiyorum işin doğrusu. Konya belediyesi Türkiye’deki en iyi çalışan belediye olduğu gibi Konya da Türkiye’nin tartışmasız en iyi, en modern ve en düzenli şehridir. Dolayısıyla Konya halkı rahatlıkla Belediye’nin yaptıklarını takip etme şansına hep sahiptir.

Konya’da tüm Türkiye bilir, hizmet vardır. Konya’da belediye, başına buyruk değil, ortak akılla hizmet verir. Konya’da hangi siyasi fikir olursa olsun değerlidir. Konya’da eğitim, sağlık, sosyal hayat, spor, eğlence, inanç, ekonomi, üretim, tarım, hayvancılık aklınıza gelen her konuda belediyeyi görmek mümkün. İşte bunların bütününe, bu sisteme Konya Belediyeciliği deniliyor.

Konya Büyükşehir Belediyesi en parlak günlerini yaşıyor çünkü bu belediyeciliği merkezdeki 4 belediye başkanı o kadar uyumlu götürüyorlar ki Karatay, Meram, Selçuklu ve Büyükşehir belediyeleri adeta “tek” olmuş durumdalar. Böylelikle hizmet gücü daha da artıyor.

Burada anti-parantez Ak Partililere bir not girmeliyim. Particilikte yaşanan bir hastalık olan “ben” hastalığı Ak Parti’de de görünmektedir. Diğer seçimlere göre çok daha önem taşıyan 2024 yerel seçimlerinde aslında Konya’da bu ahengi bozmamak gerekir. 4 belediye başkanına da dokunmadan aynı adaylarla seçime girmek gerekir. Ama inanıyorum ki, birileri çıkacak aday adayı olarak, “mevcut başkanın nasıl ayağını kaydırır da yerine otururum” diye genel merkezde çırpınıp duracak. Tabii ki o şahıs kendisini düşündüğü için parti bu konuda zarar görecekmiş, Konya yıpranırmış, Hükümet zayıflarmış gibi bir kaygısı olmayacaktır. Çünkü nasıl olsa genel merkez Konya’da kimi aday gösterirse o seçilir o nedenle de önemli olan genel merkezi ikna etmektir.

İşte bu seçimler böyle bir seçimler değildir. Uğur İbrahim Altay, Hasan Kılca, Mustafa Kavuş ve Ahmet Pekyatırmacı sadece Ak Partililer için değil siyasi partisi fark etmeden tüm Konya halkı için sevilen isimler olmuştur. Hatta yarın Ak Parti Hükümeti olmasa bile Konya yerel iktidarı bu isimleri desteklemekte bir beis görmeyecektir. Dolayısıyla bu sistemi bozmamak gerekir. Bozmaya çalışacaklar da şimdiden söyleyeyim hem partilerine hem Konya’ya zarar vermiş olurlar.

Her neyse, Başkan Altay en ucuz ulaşımın Konya’da olduğunu, en ucuz suyun Konya’da olduğunu ve Konyaray birçok yapılacaklardan bahsetti. Ve bu arada konuşmasıyla, duruşuyla, cevaplarıyla gerçekten Dünya Belediyeler Birliği Başkanlığının öyle boş yere alınmadığını da ispat etti. Yolu zaten açık, umarım başarısı devamlı ve çok olsun.

MİLLİ OLMAYAN MİLLİ TAKIM

Ermenistan’la yapılan A Milli Takım maçına da kısaca bir değinmek istiyorum. Kapitalizmin oyuncağı bir spor dalı olan futbol işte böyle ruhsuzca oynanabiliyor.

Hani Atalar hep söylemişlerdir; rakibin karınca bile olsa küçük görme diye. Yaşanan olay aslında tam da buydu. Ermenistan takımı hırslı, milli duyguları en üst düzeyde, Türklere yenilmeme arzusunda mücadele eden ancak Türk futboluyla gerek ekonomik düzeyde gerekse sportif açıdan yarışacak durumda olmayan bir takım görüntüsündeydi. Bizimkiler ruhsuz, nasıl olsa yeneriz düşüncesinde, milli duygulardan yoksun bir görüntüdeydi. Ve sonuçta bu düşüncelerde Türkiye takımı –ki milli takım diyemeyeceğim- bir gol yedi bile. Ondan sonra da maç boyunca gol atabilmek için kendini yırttı ve en sonunda 88. Dakikada zoraki beraberlik golüne kavuştu.

İstanbul Riva’da kamp yapan takım, Eskişehir’e gitmek için 3 saat yol yapıp havaalanına gidiyor ve özel uçakla Eskişehir’e uçuyorlar. Ve Ermenistan’la berabere kalması değil benim garibime giden Ermenistan’dan gol yemesi oluyor. Ve bu takım Milli Takım olarak anılacak. (Bu arada Dünya Şampiyonu voleybolcu kızlarımız, Milli Takımımız tarifeli uçakla uçuyorlar her yere)

Türkiye takımında yer alan her bir futbolcu, primini ve ek gelirlerini bırakmalı, almamalıdır. Eğer “Milli” futbolcuyum diyen varsa, Ermenistan’a karşı bu milliliğini gösteremeyenler en azından bu açıdan gösterebilirler. Ve şunu da açıkça belirteyim bu futbolcular normal şartlar altında cezalandırılmalıdır.

Dostlukla kalın.

TAZİYE

Geçtiğimiz hafta sonu Ereğli’nin en iyi terzilerinden biri olarak gösterilen, aynı zamanda mütevazi kişiliğiyle, Ereğli’nin manevi ikliminin koruyucularından, Necmettin Erbakan Üniversitesi’nin değerli Rektörü Prof.Dr. Cem Zorlu’nun muhterem babası Süleyman Zorlu vefat etti. Evlatlar için babasının ölümü çok zordur. Baba başta olduğu müddetçe evlat kaç yaşında olursa olsun kendini güvende hisseder. O nedenle tüm Zorlu ailesine sabır diliyorum. Tüm Ereğlili hemşerilerime başsağlığı diliyorum. Süleyman Amca’nın mekanı cennet olsun.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.