Son günlerde Türkiye siyasetinden müthiş keyif alıyorum. Çünkü gerçekten dirayetli, güçlü ve gururlu bir politika yürütülüyor.
Çok partili hayata geçtikten sonra 1950’den sonra bu şekilde dirayetli Türkiye politikaları görmek pek olası değildi.
1974 yılında ABD, Kıbrıs’a çıkartma yapmamıza karşı malumunuz. ABD Büyükelçisi Başbakanlıkta. Başbakan Ecevit’le görüşme halinde. Büyükelçi Kıbrıs’a bir harekat yapılmasına ABD’nin karşı olduğunu belirtiyor. Ecevit usulünce oradaki kıyıma sessiz kalındığından falan bahsediyor. En son Büyükelçi, haritada Türkiye ile Kıbrıs’ın arasını göstererek oraya ABD gemilerini koyacaklarını o zaman nasıl geçeceklerini soruyor. Ve yine Ecevit, kendine has nezaketiyle gemilerin etrafını göstererek “biz de buradan geçeriz” diyor. Ve nitekim biliyorsunuz Dünya’ya rağmen Kıbrıs Barış Harekatı yapıldı.
Ardından yine bilenler hatırlayacaklardır; ambargolar… Daha sonra haşhaş ekimi yasaklama isteği ve buna karşın Ecevit’in rest çekmesi…
1999’lara geldiğimizde yine Ecevit’e Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak Irak’a girmesi baskısı ve Ecevit’in bunu reddetmesi…
Bu şekilde tek tük sayabileceğimiz ABD’ye ya da Avrupa’ya kafa tutmuşluğumuz vardır. Bunların sonucunda da hep aynı şey olmuş ve ambargolarla, hükümet değişiklikleriyle karşılaşmışızdır.
Hani Ecevit zamanında kuyruklarda çok beklememizin, ekonomik krizlere girilmesinin asıl sebebi “onurlu politika” izlemektir. Türkiye’yi dışarıdan birilerinin yönetmesine karşı çıkmaktır.
Günümüzde de, ABD’nin ve AB’nin alenen desteklediği bir PKK’ya karşı duran ve PKK ile mücadele eden bir Cumhurbaşkanı; ABD’nin alenen koruduğu FETÖ’yle mücadele eden bir Cumhurbaşkanı; ülkemizi sınır karakolu yapmaya çalışan bir AB ile mücadele eden bir Cumhurbaşkanı…
Kim ne derse desin ben bu işten memnunum. Türkiye Cumhuriyeti, AB’den ve ABD’den kurtulmaya çalışıyor ve Siyonist Dünya’dan uzaklaşıyor ve kendi yolunda ilerlemeye çalışıyor. Bundan daha doğru bir tavır yok.
Şimdi Cumhurbaşkanı’ndan beklenen “yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesine de döndüğünü açıklayarak Dünya’da yeniden büyük Türkiye’ye doğru ilerlemektir.