Dünkü yazımda oldukça fazla yer kullanınca bugün devam etmek üzere yazımı kesmiştim. Şimdi dün kaldığım yerden devam edeyim.
BAHÇELİ’DEN ZEYTİN DALI
TBMM açıldığı ekim ayı başından beri en çok tartışılan konunun MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM’li vekillerin ellerini sıkması oldu.
Bir kere en başta şunu söyleyeyim: DEM ve ondan türeyen hangi parti olursa olsun, “PKK ve türevleri terör örgütüdür” demiyorlarsa derhal kapatılmalıdır. Bu konudaki fikrim budur. DEM Parti’nin açık olduğu her gün ülkeye zarardır.
Tüm bunlara rağmen MHP Genel Başkanının Meclis çatısı altında bu milletvekilleriyle tokalaşması bu kadar büyütülecek ve 15 gündür tartışılacak bir konu değildir. Bilinmektedir ki, Devlet Bahçeli gerektiği zaman bu DEM Partili Milletvekillerine gerektiği cevabı, gerektiği gibi verir. Yani siyaseten gerginlik yaratmaktansa orada aynı çatı altında beraber bulunulduğu ortamda o vekillere de selam verilmesi olarak bakmak yeterli bir yorumdur diye düşünüyorum.
Bu tokalaşma PKK için önemlidir, DEM için önemlidir, ABD için önemlidir ama Türk Milleti için bir anlam ifade etmemektedir.
Hele ki bu durumdan ABD-PKK-DEM sarmalından bir açılım çıkarmak ancak abesle iştigal olur. Ülkenin açılım diye bir derdi yoktur. Ülkenin terör diye bir derdi vardır. Bu terörün de kaynakları açık ve net bellidir.
Bu nedenle bu durumdan kimse bir anlam çıkarmaya çalışmasın.
Tüm bunlar bir yana ancak Öcalan’a “örgütünü dağıt” baskısı yapmaya kalkmanın da Milleti enayi yerine koymak olduğunu söylemek gerekir. Yani ne olacak, eğer teröristbaşı örgütü tasfiye edeceğini ilan etse bir takım imtiyazlar mı alacaktır? Hiçbir şey olmayacaktır. Öcalan madem asılamıyordur o zaman ömrünün sonuna kadar hapiste çürüyecektir. Bu tür şeyleri söylemek bile gereksizdir. Terör örgütü ve uzantıları, teröristbaşı ve yardakçıları istedikleri kadar, ne istiyorlarsa yapsınlar…. Zaten Türkiye Cumhuriyeti Devleti balyozunu her defasında kafalarına geçirecektir.
DİJİTAL DÜNYAYA HAKSIZLIK YAPILIYOR
Son dönemin modası artık her hastalığı, her musibeti, her olumsuzluğu dijital dünyaya bağlamak oldu. Efendim “çocuklar dijital bilmem neden etkileniyorlarmış” “Gençler dijital bilmem neden zarar görüyorlarmış” falan filan…
Her zaman gelişmemiş toplumlarda yeni gelen moda bir akımın önce cılkı çıkarılır sonradan sonraya bu “moda” yavaş yavaş yerine oturur. Geçmişten günümüze baktığımızda ülkemizde de bu böyle olmuştur.
İnternet ülkemizin yeni tanıştığı bir “modadır”. Ve herkes bu modanın cılkını çıkarmaya uğraşmaktadır. Dijital dünyanın yararını zararını bırakın; bizim ülkemizde hiç kimsenin çalışmadan geçireceği 1 dakikası olmaması lazımdır. Çünkü eğer biz büyük ve kalkınmış bir ülke olacaksak en ihtiyacımız olan şey çalışmaktır. Ama çalışmayı bırakın saatlerce boş boş video izleyen, sosyal medyada boş boş vakit geçiren insanların olması zaten toplumun cehaletinin ve gelişmemişliğinin bir göstergesidir.
Bunda da suçu dijital dünyaya atmak saçma sapan bir yargı olur. Çünkü dijital dünya bundan sonraki yaşamın devam edeceği ve daha da gelişeceği bir dünyadır. Yapılacak olan buna ayak uydurup daha nasıl geliştirebiliriz konusunun tartışılmasını gerektirir. Tabii ki dijital dünya gelişirken bir kısım “gelişmemiş canlıların” videolarla kafa bulması; İstanbul fetholurken, Bizans’ın meleklerin cinsiyetini tartışması gibidir. Ama bunlar da olacaktır. Bunlar sadece biraz geriden geleceklerdir.
OTOMOTİVDE ELEKTRİKLİ ARAÇLAR KONUŞULDU
Dünya değişiyor ve bununla birlikte dijital dünya gelişiyor derken otomotiv sektörünün değişimi ve gelişimi aslında bunun en iyi örneği. Düşünsenize atlı arabalardan şimdi elektrikli hatta birazcık daha ileride hidrojenli araçlara geçiş çalışılmakta.
Konya Sanayi Odası 7. Uluslararası Otomotiv Sektörünün Geleceği konferansına ev sahipliği yaptı. Konya Sanayi Odası Başkanı Mustafa Büyükeğen “Otomotiv Sektöründe Yeni Trendler Dönüşüm ve Etkileri” konulu bir açılış konuşması sundu.
Ne kadar önemli ve ne kadar gerekli bir konferans olduğunu şöyle anlatayım: 1.Oturumda GENMOT AŞ Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Aşar moderatörlük yaptı. Anadolu Isuzu Elektrik Elektronik Sistemler Direktörü Birkan Atlamaz, Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ufuk Çilek, KTÜN Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Akdemir, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Sektörel Araştırmacılar Yöneticisi Dilara Ay Erişen “Gelenekten geleceğe elektrikli araçlar” konusunu anlattılar.
2.oturumda da Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Korkmaz moderatörlük yaparken; Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkanı, İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, Otokar Strateji Geliştirme Direktörü Cenk Evren Kükrer, Contract Group Companies Genel Müdürü Evren Belenlioğlu ve Mentoro Danışmanlık Ortağı Şahin Tulga “Otomotiv Sektöründe İkiz Dönüşüm ve Etkileri” konusu hakkında bilgilendirdiler.
Bu tür faaliyetlerin bilgilenmek açısından çok fazla katkıları olduğunu sanırım herkes kabul edecektir. Ve Konya’da genelde yapılan faaliyetler bilmem hangi şeyhin ölüm yıldönümü, bilmem hangi hocanın doğum günü tarzında olduğu için bu tür bilgilendirme içeren ve de aydınlatan programlar görünce inanın çok sevinerek ve çoğalmasını dileyerek izledim.
Konya Sanayi Odası’nı ve tüm emeği geçenleri kutluyorum.
Dostlukla kalın.