AK PARTİ VE MHP'Lİ VEKİLLERİ ALKIŞLIYO- RUM(!)
Daha bir hafta olmadı Konya'nın bir yöneticiye ihtiyacı olduğunu yazmıştım. Üzerinden bir-iki gün geçmedi ki sanki benim bu sözümü doğrularcasına Aksaray'dan bir haber geldi. Konya'ya 4 bin istihdamlı bir fabrika kuracak bir giyim firması yönünü Aksaray'a çevirmiş ve Aksaray'a kurulması kesinleşmiş. Bu arada Aksaray bir de 4 bin değil 5 bin istihdam sözü almış.
Aksaray'a hayırlı olsun. Konyalı idareciler de “bir başkent her zaman başkenttir” hikayeleriyle avunmaya devam etsinler. Aksaray'ın 2 Ak Partili bir MHP'li milletvekili var. Konya'nın 10 tane Ak Parti 2 tane de MHP'li yani 12 iktidar vekili var. Ayrıca Ak Parti'ye bir de 23 ay boyunca bir Başbakan verdi bu şehir. Hoş, 23 aylık Başbakan döneminde de bu şehir hiçbir şey görmedi ama şimdi konumuz bu değil. Nasıl olsa Konyalı seçim zamanı geldiğinde yine sandığa gidip yüzde 70 oyla Ak Parti'yi destekleyecek. Konya'da 5 bin işçinin çalışacağı fabrika olsa ne, olmasa ne?
ÜNİVERSİTELER KARAR ALDI, ESNAF ZOR DURUMDA
Konya'daki Devlet Üniversiteleri, okullarında önlem almakla uğraşmaktansa, okulları uzaktan eğitime çevirip sorumluluktan kaçarak “online eğitimi” seçmişlerdi. Ve geçtiğimiz gün, bundan en çok etkilenen sektörlerden birisi olan Özel Yurt İşletmecileri, rektörleri ziyaret ettiler. Sanırım randevu almaya kalkıp, rektöre bağlı güvenliği geçip, rektörlük makamının sekreterini geçip, özel kalem müdürü sekreterlerini geçip, özel kalem müdürüne ulaşıp, onu ikna edip, rektöre ulaşmanın kolay olmayacağını düşünerek (bu benim şahsi fikrim), rektöre çat kapı giden özel yurt işletmecileri, Selçuk Üniversitesi Rektörü ile rektörlük binası önünde ayak üstü görüşerek sorunlarını anlattılar.
Bu arada özel yurt işletmecileri deyip geçmeyin, neredeyse 5 bin ailelik bir yapıdan bahsediyorum. Bu yapıyı temsilen 8-10 kişilik bir heyet rektörleri ziyaret etti. Selçuk Üniversitesi Rektörü tabii ki rektörlükte yeni, profesörlükte yeni, tabii ki böyle bir krizi nasıl idare edeceği konusunda muhakkak ki yeterli olmaması normal bir durum. Selçuk Üniversitesi Rektöründen sonra Heyet, Konya Teknik Üniversitesi(KTÜN) Rektörünü ziyaret etti. KTÜN Rektörü gayet büyük bir misafirperverlikle bu heyeti toplantı salonuna aldı. Orada hem teker teker talepleri dinledi. Hem de kendi üniversitesinde yaptıklarını ve yapmak istediklerini de kısaca anlatıverdi. Daha sonra Necmettin Erbakan Üniversite-si(NEÜ) Rektörlüğüne giden Heyet Rektörün orada olmadığını öğrenince iki rektör yardımcısı ile görüşmek istediler. Ancak bu heyeti karşılamaktan çok daha önemli işi olan(!) bu iki rektör yardımcısı heyeti kabul etmedi. Bu ayıbı da, yine Konya'da eskiden beri bildiğimiz, halk adamı, çözüm adamı, Konya ve Konyalı sevgisinden hiç tereddüt etmediğim NEÜ Genel Sekreteri Ecevit Öksüz, misafiriyle görüşmesini keserek,telafi etti.Her zaman söylerim “idarecilik, yöneticilik, farklı bir olgu. Herkes idareci, yönetici olamaz”.
Sonuçta 3 üniversitede de görünen o ki tabiri caizse “yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal”. Ve tabii ki hiçbir üniversite de kendi başına bir inisiyatif kullanmak istemiyor. Ama yine görünen o ki, bu durum bilhassa Bosna-Hersek mahallemizdeki esnafı bitirecek ve hatta bazı sektörleri de iflas ettireceğe benziyor.
EN ÖNEMLİ CORONA GÖREVİ KAN VERMEK
Tabii ki pandemi süreci en yoğun biçimde tüm ülkede devam etmekte. Tabii ki vatandaşlarımız da ısrarla kurallara uymamakta devam etmekte. Ve de sonuçta bundan virüs karlı çıkmaktadır. Tabii ki “imam-cemaat” lafını hatırlayınca vatandaşları da suçlayamıyorsunuz. Cumhurbaşkanı, Çankırı'da “balık istifi” miting yapıyorsa; bir iktidar partisi milletvekili tutup da bin beş yüz kişilik düğün yapıyorsa, polis memurları düğüne gidip, orada düğün yemeği yiyorlarsa vatandaşa ne diyebilirsiniz?
Her neyse madem bu kadar çok vaka var; bu kadar çok hasta ve hastalıktan iyileşen var; en azından bu kişilerin “plazma kan” vererek, tedavi sürecinin hızlanmasına, çalışmalara katkıda bulunulmasına da sebep olmalarında yarar vardır. Ve tabii ki de tüm vatandaşlarımızın bu dönemde kan vermeleri istekten çok bir görevdir. Hem plazma kan hem normal kan vermeyi lütfen bir görev olarak algılayalım.
Dostlukla kalın.