Ak Parti’nin şansı; muhalefet

Erhan Dargeçit

Her zaman yazıyoruz ekonomi kötü durumda. Maalesef kendi durumundan memnun olan bir tane vatandaş bulmak çok zor. Çiftçi, köylü, esnaf, işçi, memur, emekli, kısacası herkes, içinde bulunduğu ekonomiden rahatsız. Toplumun büyük çoğunluğu, Ak Partili olsun olmasın Ak Parti Hükümetini eleştirir duruma geldi.

Tüm durum böyle iken Ak Parti’nin en önemli şansı, muhalefeti oluşturan partilerin yetersizliği oldu. Mesela şöyle bir düşünün; Rahmetli Süleyman Demirel gibi bir muhalefet lideri şu anda muhalefetin başında olsa idi Ak Parti’nin düşeceği durumu tahmin edebiliyor musunuz? İnanın muhalefetiyle, iktidarı tek başına koltuğundan ederdi. Neyse ki şimdi CHP kendi içerisinde “partinin iktidarını nasıl alırız” kavgasıyla vakit geçirip, Ak Parti ile uğraşma vakti bulamıyor. Zaten diğer partileri muhalefet olarak anmak ne denli doğru bilmiyorum. Onlar CHP sayesinde vekil çıkarıp siyasi hayatlarını idame ettirdikleri için sevinç içerisinde hala kutlamadalar.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan çıkıyor, “CHP’nin kendi başına bugün herhangi bir seçime girip Türkiye genelinde kazanması mümkün mü? Ya siz hayal mi görüyorsunuz? Bu ülke öyle bir ülke mi?” diyor.

Ak Parti’de Recep Tayyip Erdoğan’ın “himmetiyle” genel başkan ve başbakan olan Gelecek Partisi’nin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu “En son tercihim seçime CHP listelerinden girmekti. Açık söylüyorum. Ondan önce her şeyi denedim. Üç partiye ‘Gelin birlikte girelim’ dedim. İyi Parti’ye teklif götürdüm, ‘Bu sağ seçmen CHP’ye oy vermez beraber olalım’ dedim” diyor.

Yüzdelik dilimde bile olmayan bindelik oy oranına sahip partilerden Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu yaptığı açıklamada ittifakın bittiğini ve yerel seçimlerde ortaklık olmayacağını vurguluyor. “CHP’nin aldığı yüzde 25 oyun içinde en az 7 veya 8’i CHP dışından gelmiş oydur. Bazı gerçekleri görmezsek belli bir noktaya gelemeyiz. CHP bundan önceki seçimlerde de yüzde 25’i tutturamadı” diye söylüyor.

İyi Parti’nin ise son dönemdeki en çok konuşulan konusu da CHP ile yerel seçim ittifakından büyük ilçe belediye başkanlığı talepleri. Yani kurulduğundan beri CHP’nin desteğiyle bu zaman kadar gelen İyi Parti yerel seçimlerde de CHP’ye desteği karşısında bir şeyler bekliyor.

Yani anlayacağınız kısaca muhalefetin durumu bu. Muhalefet partileri Ak Parti’ye bir şey diyemiyorlar. Sadece birbirlerini yemekle meşguller. Kılıçdaroğlu sayesinde 38 tane vekillik alan bir daha da ömürleri boyunca böyle bir şansa sahip olup olamayacakları tartışılan “küçük” partiler şimdi “muhalefete muhalefet etme” yarışına girmiş durumdalar.

İşte Ak Parti’nin de en büyük şansı bu muhalefet partileri. Bu muhalefet partilerinin geldikleri gelecekleri en üst nokta işte burası. Ve muhalefet adına şunu söyleyeyim ki maalesef bu en üst nokta Ak Parti’yi hiç de zorlamıyor.

Faik Öztrak’ın “eyyamcılık” yapıp, laf olsun diye söylediği “Konya belediyesini de alacağız” lafına azıcık politikadan anlayan, azıcık toplum içerisine yaşayan herkes ancak güler.

Konya belediyelerinde muhalefetin alabileceği bir yer gözükmemektedir. Ancak Ak Parti’nin İzmir’de göstereceği aday ile birlikte çok büyük bir hata yapmazsa, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni bile CHP’nin alacağını bu sefer düşünmek biraz zor gözüküyor.

Cumhurbaşkanı yardımcılığına kafayı takan, ardından genel başkanlığa heveslenen Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’da tekrar CHP oylarını toparlayıp toparlamayacağı bile tartışılır bir durumdadır.

Ankara’da durum ne olur bilmiyorum. Ankara’da da eğer muhalefet birbirine düşerse veya “minik” muhalefetin boyundan büyük istekleri olursa bilin ki Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı da muhalefetin elinden gider.

Ak Partililer de kendileri sanki başarmış gibi daha da bir özgüvenle belki de “şımarıklıkla” hem ülkeyi hem şehirleri yönetmeyi sürdürürler. Sonuçta da Ak Parti’ye kızacak bir şey kalmaz artık. Aslında söyleyecek de bir şey kalmaz. Kemal Kılıçdaroğlu’nu tartışanlar; Meral Akşener’in genel başkanlığını da, Ahmet Davutoğlu’nun parti kurmasının yanlışlığını da, Ali Babacan’ın politika bilmezliğini de, Karamollaoğlu’nun boş siyasetini de tartışabilseler muhalefet bir kendine gelebilir ama Ne diyelim böyle muhalefet düşman başına…

Dostlukla kalın.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.