Seçim yoğunluğu, Ramazan ayı yoğunluğu, bayram yoğunluğu derken uzun süredir yazı yazacak zamanı çok bulamıyordum. Cumartesi günü evde otururken rahat rahat yazabilme şansım oldu.
Bizim gibi “gelişmekte olan” ülkelerde politika ve futbol herkesin ahkam kestiği ve herkesin çok fazla(!) bilgisinin olduğu konulardır. Ama ikisinde de “bilim” konusu arka plana atılır. Halbuki spor da siyaset de birer bilimdir. Ve bu konuları bilimsel düzlemlerde değerlendirmek gerekir.
Bir politikacı dostum “muhalefet yapmaya ne var, iktidarın söylediğine itiraz edersin, tersini söylersin, işte muhalefet olur” derdi. Tabii o biraz kinaye ile söylerdi bunu ama şu anda Türkiye’de muhalefet böyle yapılmakta değil mi?
Her işte kolay yok bulunabilir ancak politika Devleti yönetme sanatıdır ve politikacılar yönetecektir. Dolayısıyla da bu işi çok çok ciddiye almak gerekir. Yani şöyle örnek vereyim: bir takıma “torpille” futbolcu alabilir misiniz? Alınan futbolcu önünde sonunda sahaya çıkacak ve oynayacaktır. Burada torpil işlemez. Kişi şarkı söyleyemiyorsa “torpille” şarkıcı olabilir mi? Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Ve tüm bunlar gibi politikacılar da “torpille” politikacı olamaz. Olursa da zaten açığa çıkar ve görevini devam ettiremez.
“Ama öyle politikacı da sporcu da çok var” dediğinizi duyar gibiyim. Ama gelişmekte olan ülkelerde buna da çok rastlanması bilimsel bir sonuçtur.
Buraya kadar yazdıklarımla ilgili birçoğunuzun kabul etmeyeceği bir şey söyleyeyim. Herkes diyor ki Ak Parti seçimi kaybetti, CHP kazandı. Durumu bu şekilde mi değerlendirmeliyiz.
CHP yüzde 37,77 oy aldı. Ak Parti yüzde 35,49 oy aldı. Yaklaşık 62 milyon seçmenden 46 milyonu oy kullanmış. Yaklaşık 16 milyon seçmen oy kullanmamış veya hatalı oy kullanmış. Bu arada iki partinin arasındaki oy farkı da 1 milyon 51 bin civarında.
Diğer taraftan kazanılan belediyelere bakınca, CHP, 14 büyükşehir belediyesi, 21 il belediyesi, 337 ilçe belediyesi, 61 belde belediyesi kazanarak toplamda 433 belediye başkanı kazanmış oluyor. Ak Parti; 12 büyükşehir, 12 il, 356 ilçe ve 169 belde belediyesini kazanarak toplamda 549 belediyeye sahip oluyor.
Burada Ak Partinin seçim kazandığını ya da Ak Parti’nin hatalarını örtbas etmeye çalıştığımı falan düşünmeyin. Burada sadece sizlere başka bir bakış açısı sunmaya ve ülkemizde siyasette ne kadar çaresiz durumda olduğumuzu anlatmaya çalışıyorum.
Bu yukarıda yazdıklarım işin istatistik kısmı. Yani “sana göre böyle bana göre böyle değil” kısmı değil. Bunlar somut gerçekler.
Şimdi bir de işin somut olmayan gerçekleri var. Yani Ak Parti 22 senedir tek başına iktidar partisi. Ve de 22 senelik yıpranmanın çok büyük etkisi olması gerekirken neredeyse bu yıpranmadan eser yok.
Eğitim sistemi bu 22 sene boyunca oyuncağa dönmüş durumda ama eğitim sistemindeki muhalefetin tek şikayeti “öğretmenlerin maaşı”. Aslında her konuda çok fazla eksiklikler var. Vatandaş bunu sokakta rahatlıkla söylüyor. Ancak Ak Parti’den vazgeçmiyor.
Adam kayırmacılık; akçeli işlerdeki yolsuzluklar; ihalelerde yaşanan sıkıntılar; vergi adaletsizliğinin yanı sıra vergi affına uğrayan zenginler; güvenilemez bir ekonomik ortam ve yüzlerce şey daha sayılabilir, buna karşın vatandaşın vazgeçmediği bir Ak Parti. İşte ne yaparsa yapsın Ak Partinin arkasında duran kitle CHP’ye hala güvenemiyor. İşte bu nedenle de seçim sonucu CHP’nin lehine gibi gözükse de Ak Parti bu seçimde de çok çok başarılıdır.
Öyle eyyamcı bir tavırla “Ak Parti nerede hata yaptı, Ak Parti neden seçimi kaybetti” sözleri de sadece bir algı operasyonunun ürünüdür.
CHP’de seçim kazanılmamıştır ama büyük bir başarı vardır. Bu başarı da daha önce genel başkanın tek başına belirlediği adaylardan ziyade istenilen ve kazanılacak adayların belirlenmesinden dolayı olmuştur. İstanbul’u İmamoğlu kazanmıştır. Başka bir aday olsaydı kazanabilir miydi sizce? Ve birçok belediyede adaylar kazanmış, toplumun ve örgütün istemediği adayları direten genele merkeze en iyi örnekte İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olmuştur. İzmir’de oylar yaklaşık yüzde 20 civarında düşmüştür.
Ak Parti bu seçimlerde kaybetmemiştir ama başarısızdır. Çünkü aday belirlemede daha önceki seçimlerde veya bu seçimde İzmir’de CHP’nin yaptığı gibi emrivaki bir yöntem uygulanmıştır. Yerel seçimlerin en önemli argümanı adaydır ve diretilen adayı kabul etmeyen bir halk oy kullanacaktır.
Sonuçta bu sonuçlara göre aslında ortaya çıkan sonuç politikacı yetiştiremiyor olmamız ve aynı zamanda lider ve yönetici çıkartamıyor olmamızdır. Ülke bir lider çıkarmış ve halk da 22 senedir arkasından gitmektedir. Erdoğan’ın dışında ikinci bir lider maalesef konuşulamamaktadır bile.
Hal böyle olunca Ak Parti de, CHP de konumundan memnundur. Bu işten aslında en zararlı çıkan vatandaştan başkası değildir. Vatandaş kendisini yönetenden memnun olmasa da hala alternatif bulamamakta; dar alanda kısa paslaşmalarla gününü geçirmektedir.
Dostlukla kalın.