Daha önce bir kez daha yazılarımda değinmiştim. Şimdi bir daha yazma ve hatırlatma gereği hasıl oldu.
AK Parti 2019 yerel seçimlerinde İstanbul, Ankara gibi büyükşehir belediyelerini elinden kaçırmıştı. Aslında “gerçekten büyük olan” büyükşehir olarak AK Parti’nin kalesi durumunda bir tane belediyesi var ki; o da Konya Büyükşehir Belediyesi. (Konya’nın dengi olarak Bursa görülebilir ama Bursa’da yüzde 49 oy alan AK Parti, Konya’da bu oy oranını yüzde 70 olarak belirlemiştir)
Dolayısıyla Konya olarak AK Parti’den ve de Hükümet’ten özel bir ayrıcalık beklememiz gayet normaldir. Bu beklentiler de iki grupta toplanabilir. Birincisi Konya’nın beklediği yatırımların en kısa sürede yapılması, ikincisi de Konya’yı yöneten bürokratların özenle seçilmesidir. Yani bu iki konuda gösterilen özen AK Parti iktidarının Konya’da devamını sağlayacak özelliklerdir.
Geçmişi konuşmayacağım ama sadece Vali Yakup Canbolat’ın Bursa’ya tayini bürokrasi açısından Konya için bir kayıptı. Neyse bu konuya değinmeyeceğim ama şu anda Konya, çok iyi yöneticilerle çok güzel bir ivme kazanmışken başarılı Başsavcımız Ramazan Solmaz birden Bursa’ya tayin ediliyor. Ardından Konya Milli Eğitim Müdürlüğü’nü tartışmasız Türkiye’deki en iyi Milli Eğitim Müdürlüğü yapan, Seyit Ali Büyük Müdür, Hatay’a tayin ediliyor.
Bunlar önemsiz gibi gözükebilir ama şehrin bürokrasisi, şehrin dinamizmini yönlendirir. Bir kere Valimiz Vahdettin Özkan, Emniyet Müdürümüz Engin Dinç, Sağlık Müdürümüz Mehmet Koç başta olmak üzere Konya’da canla başla çalışan bürokratlarımıza sahip çıkmak başta Hükümet Partisi AK Parti yöneticilerinin görevidir. “O gider bu gelir, ne olacak ki?” gibi bir düşünce Konya’ya zarar verir. Her fırsatta yazıyorum; Konya’ya daha önce atanan emniyet müdürü bunun en iyi örneğidir. Emniyet Müdürlüğü’nün bir yılı heba edilmiş, boşa geçmiştir. Ve bu da Konya’ya sıkıntı vermiştir.
Siyasi partilerin gücü bürokratlarıyla ölçülür. Eğer güçlü bir bürokrat kadronuz varsa, o kadro gücünüze güç katabilir. Bürokrat kadronuz “torpillilerden”, beceriksizlerden oluşuyorsa o kadrolar sizi bitirir.
Konya bürokratların en iyisine layıktır. Eğer bu konuda Hükümet Partisi hatalı davranmazsa seçimlerde de bu işten karlı çıkar. Türkiye’nin en başarılı Milli Eğitim Müdürünü Hatay’a yollarsanız ve de eğer onun kadar başarılı bir müdür bulamazsanız, bunun siyaseten bir bedeli olur. Aynı şekilde Ramazan Solmaz gibi başarılı bir başsavcı bulamazsanız yine bunun siyaseten bir bedeli olur bunu unutmamak gerekir. Hele ki parti içerisindeki çekişmeler, bürokrat atamalarını etkileyecek aşamaya gelirse, bunun siyasi bedeli iktidarı bırakmak olur.
Bu durum şuna benzer: Mesela 1989 Yerel Seçimlerinde Belediye Başkanı Ahmet Öksüz’ün seçimleri kaybetmesinin en önemli etkeni belediye çalışanlarıydı. Eğer Başkan Öksüz, belediye çalışanlarını ikna edebilmiş olsaydı, çok samimi söylüyorum Halil Ürün belediye başkanı seçilemezdi. İlçelerde bu tür örnekler daha belirgindir.
Bunun gibi, bürokraside anket yapın. Çıkan sonuç aslında seçim sonucudur. Bunu hiç unutmayın.
Şöyle bir açıklamayı da yaparak yazıma son vereceğim. Bu yazı, siyasi içerikli bir yazı değildir. Bu yazı sadece Konya’yı seven bir insan olarak, Konya için en iyisini isteme yazısıdır. Bu yazı, Hükümet Partisi AK Parti için belki yol göstericidir ama aynı zamanda “kerameti kendinden menkul” sözde STK’ları ziyaret edip de bürokrasiyi es geçen muhalefet için de bir ışık tutabilir diye düşünüyorum.
Dostlukla kalın.