Fırsat buldukça, gazetenin her nüshasında, her yazıda, her şekilde Filistin halkının uğradığı mezalimden ve de İsrail Devleti’nin terör devleti olduğundan bahsetmek şarttır. Bu konuyu her daim hatırlatmalı ve unutturmamalıyız. 20. Yüzyılda nasıl Hitler belasıyla karşı karşıya kalındıysa 21. Yüzyılın belasının da Netanyahu olduğunu her fırsatta haykırmalıyız.
Burada savaşın ayrıntılarından bahsetmeyeceğim. Onu zaten gazetelerimizde detaylı bir biçimde bulabilirsiniz. Sadece şunu bilmek gerekir. Terör Devleti İsrail Filistin’de insanlık suçu işlemektedir. Bundan yüzlerce yıl sonra bile bu terör devletinin insanlık suçu, tüm insanlık tarafından lanetlenecek, Netanyahu uyguladığı insanlık dışı saldırılarıyla “aşağılık” bir insan olarak anılacaktır.
Öyle ki Netanyahu’nun bu aşağılık davranışlarına İsrail Savaş Kurulu Üyesi ve Ulusal Birlik Partisi lideri Benny Gantz geçtiğimiz gün yaptığı duyuruyla Netanyahu Hükümetinden çekildiğini açıkladı. Gantz; Netanyahu’nun, İsrail’in "gerçek zafere doğru ilerlemesini" engellediğini savunarak siyasi mülahazalara dayalı kararlar aldığını belirtti.
Bu arada Gantz, Netanyahu'ya mümkün olan en kısa sürede erken seçim çağrısında bulunarak, Savunma Bakanı Yoav Gallant’ı da hükümetten çekilmeye davet etti.
Gantz cephesinden bunlar tartışılırken İsrail Savaş Kurulu Üyesi ve eski Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot’un da Savaş Kurulu Üyesi Benny Gantz'ın ardından Netanyahu başbakanlığındaki olağanüstü hâl hükümetinden istifa ettiği belirtildi.
Eisenkot, sunduğu istifa mektubunda Netanyahu’ya; "Başbakanlığını yaptığınız kabine, savaşın hedeflerine ulaşması için gerekli kararları almadı. Bu kararların alınmaması İsrail’in stratejik durumuna ve ulusal güvenliğine zarar verdi” dedi.
Eisenkot, Netanyahu’nun son dönemde aldığı kararların ülkenin çıkarlarına uygun olmadığını gördüklerini de ifade etti.
İsrail Hükümetinin elebaşı Netanyahu istifa kararlarını zamanı olmamakla değerlendirirken, kapısının her Siyonist partiye açık olduğunu da belirtti.
Tabii ki bizler biliyoruz ki bu terörist devlet gün gelecek ve bu yaptıklarının hepsinin acısını çekecek. Ve şunu da biliyoruz ki Netanyahu tüm dünyaya, yaptığı terör yüzünden hesap verecek.
Müslüman demeden, Hristiyan demeden, çoluk, çocuk, kadın yaşlı demeden can alan; cami demeden, kilise demeden, hastane, ev, okul demeden hunharca bombalayan bu vahşi terör önünde sonunda kendi başını da yiyecek ve Filistin adına zafere ulaşılacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak her zaman Filistin’in yanında, Filistinlinin yanında yerimizi almaya devam edeceğiz.
Tabii ki herkes gibi bizlerin de bildiği bir konu var: O da ABD’nin İsrail’e verdiği destek olmasa Netanyahu bunları yapabilecek durumda değil ancak ABD bu desteğini kesmiş değil. Hatta Ortadoğu’yu karıştırmaya da devam ediyor. Kendince PKK/PYD’ye arazi tahsis ediyor. Orada yerel seçim yaptırmaya kalkıyor ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti eskisi gibi güçsüz ve ABD ne yaparsa kabul edecek bir durumda değil ve de işte oradaki ABD planlarını da boşa çıkarıyor.
PKK/PYD yerel seçim yapma kararı alıyor. Devletimiz bu seçimi yaptırmayacağını kararlı bir biçimde ABD’ye bildiriyor. ABD, PKK’lı teröristlere diyor ki bu seçimi ertele ardından seçim erteleniyor. Yani terörist İsrail’i destekleyen ABD, Suriye’de PKK’ya bir terörist devlet daha kurdurmaya çalışıyor. Ki bu planları bozan bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti hep olacaktır. Filistin’de de Suriye’de de Irak’ta da Türkiye Cumhuriyeti Devleti hep var olacaktır. Bunu dostlar da düşmanlar da unutmamalıdır.
Dostlukla kalın.