6’lı masanın 16’lı bildirgesi

Erhan Dargeçit

“6’lı masa” hikayesinin başından beri söylediğim “boşa kürek çekme” mevzusunu en son toplantının ardından yayınladıkları 16 maddelik bildiriyle bir kez daha görmüş olduk.

Mesela Cumhurbaşkanlığının Çankaya’ya taşınmasını kararlaştırmışlar. Cumhurbaşkanının partiyle ilişikli olmamasına karar vermişler. 7 yıldan sonra cumhurbaşkanının aktif siyasete dönmemesine karar vermişler. TBMM seçimleri 5 yılda bir yapılacak. Basın özgürlüğü güvenceye alınacak. TRT, RTÜK, BİK ve AA tarafsız olacak. Kamudaki sınavlarda mülakata son verilecek, yazılı sınav esas alınacak. Üniversite rektörleri de öğretim üyelerince seçilecek.

16 maddeden 8’i bunlar. Cumhurbaşkanlığının yeri konusunda yorum yapmayacağım. Ancak vatandaşların da büyük bir kısmının cumhurbaşkanlığının Çankaya’da olduğu dönemde de, şimdi Beştepe’de olduğu dönemde de “gideyim de bir göreyim” dediğini işin doğrusu pek düşünmüyorum. Yani vatandaşın gündeminde cumhurbaşkanlığının yerinin neresi olduğu var mı bilmiyorum. “Partili cumhurbaşkanı” durumu ülkemizde tutmamıştır. Zaten yaklaşık 2 yıldır da Ankara kulislerinde bu konuda eleştiriler çoktur. Hangi iktidar gelirse gelsin partili cumhurbaşkanının devam etmeyeceği aşikardır.

Basın özgürlüğü, Devlet Basınının tarafsızlığı gibi konular da “beylik” laflardan olmuştur. Her muhalefet bunu söyler sonra iktidar olur. Muhalefette kalan yine basın özgürlüğünü diline pelesenk eder. Yani ben bunun aksini onlarca yıldır hiç görmedim.

Diğer 8 maddeye geçmeden önce cumhurbaşkanının 7 yıl görev yaptıktan sonra aktif siyasete dönemeyecek olması ve TBMM seçimlerinin 5 yılda bir yapılacak olması uygulanabilirliği olan konular değildir. Yani bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına “sen yeter artık aktif siyasete giremezsin” demenin ne hukuki olarak ne de insani olarak karşılığı yoktur. Ayrıca başbakan ve bakanların TBMM’den seçileceğini belirtip, sonra da TBMM 5 yılda bir seçime gider dayatması sadece milletvekillerinin 5 yıllık görev süresini garantilemeye yarar. Yani ülke yönetilemez duruma gelecek ama o Meclis 5 yılı dolduracak diye bekleyeceğiz. Dünyanın neresinde olabilir böyle bir durum?

Kamuda mülakatın kaldırılmasının da uygulanabilirliği yoktur. Burada sanılıyor ki mülakattan dolayı sorun var. Halbuki bizde asıl sorunun yazılılarda olduğu gözden kaçırılıyor. Biz de eğitim sorununun yarattığı çıkmazlar var. Mesela Kamu’ya bahçıvan alınacak. Teorik olarak bilenle pratik olarak işi yapan arasında dağlar kadar fark var. Teorik olarak bilen sınavı çözecek ama pratikte bir şey bilmeden o görevi alabilecek. Pratikte bu işi yapan da belki de matematikte türev, integral bilemediği için sınavı kazanamayacak. İşte mülakat buradaki adaleti sağlamak için gereklidir. Hangi özel şirket mülakata çağırmadan eleman alımı yapıyor da Devlet’ten böyle bir şey bekleyebilesiniz? Bunun örnekleri çok fazla var da bu konuyu daha uzatmaya gerek yok.

“Genel seçimde en az yüzde 1 oy alan partilere de Hazine yardımı verilecek.” Diye de bir karar almışlar. Yani artık parti kurmak da neredeyse ticarete dönüşecek. Parti kur, 500 bin civarında oy al ve bizler vatandaşlar olarak çalışıp o partiye yardım edelim. Yani şehir başına 6500 civarında oy alırsanız Devlet yardımı gelecek. Halbuki “siyasi partilere hazine yardımı kalkacak” kararı, vatandaşı daha mutlu eden bir karar olmaz mıydı?

“Belediyelerde başkanlar yargı kararı olmadan görevden alınamayacak ve kayyum uygulamasına son verilecek” kararı da çok tartışılacak bir karar değil mi? Belediye başkanları terör örgütüne yardım ve yataklık yapacak, ondan sonra yargı kararı beklenecek bu belediye başkanının görevden alınması için. Bu kararı doğru olarak algılayabilir miyiz? Hemen birileri çıkacaktır bundan ötürü “demokrasi havariliği yapacaktır. Ama “cumhurbaşkanı 7 yıldan sonra aktif siyaset yapamaz” derken, kötü giden yönetim olsa bile “TBMM 5 yılda seçim yapar” derken demokrasi akla gelmeyecek.

Şimdi bu yazımdan ötürü alacağım tepkileri biliyorum. Birileri hemen diyecek ki “ya bunlar daha düzenlenecek, daha işlevsel hale gelecek” falan diye anlatacaklardır. Zaten benim buradaki asıl dikkat çekmek istediğim mesele bu alınan kararlardan ziyade aylardır bir toplanıp, bir dağılan masanın çıkarttığı sonuç ile ilgili. Yani bu kadar zaman kaybına ne gerek var ki? Bunları zaten herhangi bir kahveye otursanız vatandaştan duyup yazabilirsiniz. Bunun için aylarca vakit kaybetmeye gerek yoktur ki…

Bence 6’lı masa buna ayrılan süreyi illerdeki milletvekili adayları listelerine harcasa çok daha büyük adım atmış olur. Dünyanın en güzel bildirileriyle bile gelseler illerde geçen sefer yaptıkları gibi hatalı adaylar belirlerlerse bildirinin güzelliğinin hiçbir manası kalmayacaktır. Mesela CHP Konya’dan aday gösterirken geçen sefer ki gibi ilk iki sırayı anlamsız şekilde harcarsa ya da İyi Parti sıralamayı Konya dışından yapmaya kalkarsa, kendi dinamiklerini unutursa isterse 16 maddelik değil 160 maddelik bildiri yayınlasın kimse aldırış etmeyecektir.

Dostlukla kalın.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.