3 harfli marketlerle sorun nedir

Erhan Dargeçit

Vatandaşlar olarak algıyla yönetilmeyi çok sevi­yoruz. Sanırım bunun altında yatan psikoloji 600 yıldan fazla tek padişahın iki dudağı arasında yönetilmek olsa gerek. Düşünüp, araştırmayı pek sevmiyoruz.

Son dönemde bir “üç harfli market­ler” tabiri gelişti. Yani sanki eko­nominin kötü gitmesinin tamamen sorumlusu “A101, BİM ve ŞOK" gibi marketler olarak algılatılmaya çalışılıyor. Halbuki ticaretin şekli kar üzerine kurulur ve malı aldığın fiyattan bir miktar fazlasına aldığın malı satarak kar edersin. Ticaret en kaba haliyle böyle tarif edilir sanırım.

Bu üç harfli marketler, pandemi sürecinde dolmuş taşmış ve çok iyi iş yapmışlardır. Aynen diğer mar­ketler gibi. Bu üç harfli marketlerin çok iş yapmalarının en önemli sebebi diğer marketlere göre ucuz olmalarıdır. Herkes bu üç harfli marketlerin fırsattan istifade çok fahiş zam yap­tıklarını söyleyerek şikayetçi olmuşlardır ancak ne hikmetse diğer marketlere göre yine en ucuzu bu üç harfli marketler olmuştur.

Herkesin yakın çevresinde

A101 ve BİM bulunmaktadır. Herkes yarın bunun kontrolünü yapabilir. Yani A101 ve BİM fiyatlarıyla diğer marketlerin fiyatlarını kıyaslayabi­lirsiniz. Ve bu dediklerimin doğru olduğunu anlayacaksınız.

Öteki taraftan bu marketlerin diğer marketlerle ilişkileri, üretiminde anlaştığı fabrikalarla ilişkileri vatan­daş olarak bizi ilgilendiren bir konu mudur acaba? Bu konuda eğer bilmediğimiz bir konu varsa, ilen bi-

rileri beni de aydınlatırsa memnun olurum. Hatta ben daha da ilerisini düşünüyorum. Pandemi sürecinde birçok ürünün fiyatı anlamsız bir şekilde artarken belki de bu artışın çok fazla olmamasının en büyük nedenlerinden birisi bu üç harfli marketler diye düşünüyorum. Bu marketlerle aralarındaki fiyat farkını uçuruma çevirmemek isteyen di­ğer marketlerin çok daha fazla zam ortamı bulmuşken yapamamasının sebebi başka ne olabilir ki?

Fiyat artışlarının üretim kısmını zaten unutmamak lazım. Yani 1 birime üretilen bir ürün gerek enflasyon etkisiyle gerekse hammadde artışı etkisiyle 2 katına çıkmaktadır. Yani 1 birime aldığını ürünü 2 birime almaya başlıyorsunuz. Ama bu da yetmiyor çünkü 2 birime zamlı aldığınız ürünü satıp tek­rar almaya kalkarsanız bunun bedeli 2,5 birime çıkıyor ve dolayısıyla siz 1 birime aldığınız ürü­nü 4 birime sattığınız zaman belki zarar etmeyebiliyorsunuz. Peki, bu durum sadece marketlerin sorunu mu? Hayır, tüm işyerlerinde bu ör­neği verebilirsiniz. Aldığınız ürünü sattığınız zaman yerine koyarken ne kadar zamlı alabileceğinizi düşünerek zam yapmak durumda kalıyorsunuz.

Bunun en kolay çözümü nedir derseniz, üretimde hammaddeyi ithal almak yerine kendimiz üret­meye başladığımız zaman b sorun aslında temelli çözülmüş olacak. Yani kısacası üretim bu sıkıntıların temel sorunudur.

2002’de “Avrupa’nın süpermar­keti olacağız” mantığıyla çıktığı­mız yolda üretimden uzaklaşınca ihracatımız bile ithalata dayalı bir ihracat şeklini aldı. Neyse ki son zamanlarda Devletimiz tekrar üre­time ağırlık veren bir sistemi tekrar ortaya koydu ancak tabii ki bunun için belirli bir süreye ihtiyaç olduğu kesindir.

Kısacası ekonomimizde sıkıntı vardır. Bu sıkıntıyı 82 milyon vatan­daşımız beraber yaşıyoruz. Bunu yaşayanlar içerisinde marketlerimiz de var. Eğer eleştirdiğimiz konu­ları araştırıp, inceleyip bir karara varabilirsek, o zaman binlerinin algı yaratma oyununa gelmeyiz. Dostlukla kalın.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.