Genelde Türkiye’de en anlaşılamayan konu zannediyorum ki Türkiye’nin mücadelesi hakkında olsa gerek. Olaylara sadece lokal açıdan bakmayı bırakıp, Dünya geneli açısından bakarsak aslında cevabı daha rahat bulacağız.
Güneyimize bakınca Suriye’den Irak’a, ABD’nin PKK’ya (ya da PYD deyin) ülke kurdurma çalışması, Doğumuzda İran’ı karıştırma çabaları, Kuzeyimizde Ukrayna’yı Rusya’ya saldırtması, Batımızda Yunanistan’ı üzerimize kışkırtma girişimleri, hatta tüm Dünya’da ayrımcılıkları körüklemesi ve hatta cinsel yozlaşma üzerinden bile ayrımcılık geliştirme çabaları gözden kaçacak bir şey olmamalıdır.
PKK’nın onlarca yıldır bitirilememesinin en önemli sebebi karşımızda ABD olmasından değil midir? Ya da Rusya’nın bir haftada bitireceği Ukrayna savaşının bu kadar uzamasının sebebi Rusya’nın Ukrayna ile değil ABD ve Avrupa ile savaşmasından başka bir şey değildir.
Nitekim görünen odur ki Suriye’de, gerek Suriye Devleti gerek Türkiye Cumhuriyeti PKK-PYD veya DEAŞ’la değil ABD ile savaş vermektedir.
Öncelikle Türk Halkı bunu bilmelidir. Verilen mücadele Türkiye Cumhuriyeti gibi büyük bir devletin tüm dünyada verdiği mücadeledir. Ve bu mücadele Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çok büyük başarılarını göstermektedir. 15 Temmuz bu savaşın somutlaşmış halidir ve Devletimiz burada da büyük bir sınav vermiş; bu sınavı da başarıyla geçmiştir.
Dolayısıyla 2023 yılı da çok kolay bir yıl olmayacaktır. Her aşamada daha da umutsuzca kan kaybeden ABD Emperyalizmi Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında oyunlarına daha da hırsla devam edecektir. Dolayısıyla 2023 yılında diğer zamanlardan çok daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç vardır. Türk Halkı Devlet’inin yanında eskiye göre çok daha dik bir duruş sergilemek zorundadır.
Uluslararası manada Ukrayna’ya desteğini daha da arttırmaya çalışacak olan ABD aynı zamanda Yunanistan’ı da Türkiye’ye karşı kışkırtma ve saldırtma kozunu daha yoğun devam ettirecektir. Bunun dışında ülke içerisinde kullandığı –ya da beslediği- PKK gibi, FETÖ gibi terör örgütlerinin yanı sıra kendi desteklediği dernekleri, vakıfları, cemaat ve tarikatları, kısacası kullanabileceği her kişi, kurum ve kuruluşları muhakkak ki değerlendirmeye çalışacaktır. İşte bu durumda da yine Türk Halkına düşen en büyük görev bunlara karşı uyanık olma görevidir.
2023 aynı zamanda ülkemizde seçim yılıdır. Yani bu tür oyunların en yoğun kullanılabileceği ve kimsenin de dikkatini çekmeyecek bir yıl olacaktır. Dolayısıyla iki kat daha fazla uyanık olmak gerekecektir.
Bu süreçte en önemlisi de Türk siyasetinin biçimlendirme çalışmaları yoğunlaşacaktır. Vatandaşa adaylar empoze edilmeye çalışılacaktır. Bu adayların ne kadar demokrat ve aynı zamanda ne kadar mağdur edilmeye çalışıldığı anlatılacaktır. Nasıl ki HDP sanki PKK’nın arka bahçesi değilmiş gibi anlatılmaya çalışıldıysa; demokrasi havarilerinin demokrasi anlatımları da o kadar yoğunlaşacaktır.
Çok masummuş gibi gözüken eylemlerin bile sonraki safhası çok da masum olmayacak sonuçlar doğurabilecektir.
2023 yılı tabii ki sağlık, huzur, mutluluk getirsin istiyoruz ama her şeyden önemlisi “bağımsız” ve güçlü bir Türkiye’de huzur, mutluluk ve sağlık isteyebiliriz.
Dostlukla kalın.