Kıymetli okurlar, herkese merhaba. Keyifli bir hafta sonu geçirmenizi diliyor, keyif alabileceğinizi düşündüğüm ve biraz da sizleri düşündürecek bir konuya elimden geldiğince, dilim döndüğünce değinmek niyetindeyim.
Aklıma takıldı; İnsanoğlu müziği nasıl buldu acaba? Ne için buldu, amacı neydi? Ama “İyi ki bulunmuş” diyorum. Müziğin hiç olmadığı bir hayat düşünsenize. Ne kadar enteresan olurdu. Şimdi ne yaparsak yapalım, muhakkak müziği hayatımızın bir parçası durumuna getiriyoruz. Üzülünce bir türkü açıyoruz, sevinince bir şarkı açıyoruz, öfkeliyken sakinleşmek için müzik dinliyoruz. Yemek yerken, ders çalışırken, hasta yatağımızda yatarken, uykuya dalarken vesaire hep müzikle iç içeyiz.
Müzik, hayatımızla bir bütün halinde. Doğduktan hemen sonra başlıyor aslında değil mi, anneler ninniler söylüyor evlatlarının başlarını okşayarak.
Hayvancılıkla uğraşanlar daha iyi verim almak için müzikten yararlanıyor. Gördük hep haberlerde falan, hayvanlara klasik müzik dinletip, daha fazla süt elde ediyorlar.
Ülkelerin milli marşları var. Bir ritmi olan ve insanları etkileyen sözlerinin olduğu, milletin karakteristik özelliklerinin aktarıldığı marşlar. Savaşta da barışta da kullanılıyor.
Şimdi tüm bu sonuçlara ulaştıktan sonra, aklıma takılan ilk soruya tekrar dönüyorum; insanoğlu müziği nasıl buldu? Ellerini mi çırptı yoksa ellerine aldıkları bir sopayla taşlara mı vurdular? Sopayla taşa vurup müziği bulan insanın mutluluğu canlandı bir an gözümün önünde. Kim bilir, ne kadar sevindi.
O zaman müzik, eğlence amacı ile mi bulundu? Birçok nedeni olabilir aslında. Haberleşme amacıyla da bulunmuş olabilir, dini törenlerde kullanmak amacıyla da ortaya çıkmış olabilir.
Her neyse, açın bir şarkı ve müziğin tadını çıkarın. Açın şimdi sizi en çok etkileyen şarkıyı.
Sağlıcakla kalın.