Herkese selamlar. İlk köşe yazımdan sizlere merhaba. Bundan böyle, benim için ayrılan köşede her hafta sizler ile birlikte olacağım. Elimden geldiğince, dilim döndüğünce, bildiklerim kadarıyla yazıp, çizeceğim. Vaktiniz nispetince okumanızı diliyorum. Sürçülisan eder isem, affediniz.
Gazetemizdeki yazarlarımız ekseriyetle belli bir konu başlığı üzerinden değil de her hafta farklı konulara, farklı başlıklara değiniyorlar. Ben de ekseriyete kendi penceremden uymayı düşünüyorum.
Gazetemizin yazarlarının ele aldığı yazılara baktığımda son dönemlerde ağırlıklı olarak ekonomide yaşanan tabloya değindiklerini fark ettim. Değinmemek de pek mümkün değil açıkçası. Olup bitenlere kayıtsız kalamıyor insan.
Halkımız ekonomik anlamda ciddi bir dar boğazda. Bununla mücadele etmek oldukça güç. Ağır bir savaş var. Geçim savaşı. Zor ve çetin bir savaş bu. İnsanlar ‘elimdeki para ile ne yapabilirim, ne alabilirim, geçimimi nasıl sağlayabilirim’ gibi sorulara cevap ararken, diğer yandan “Telefonunu çıkar! Nasıl aldın?” gibi sorulara muhatap oluyor. Sinir bozucu. İçinde bulunduğun durumdan yakındığında direkt bu tavırla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Sanki hiçbir şey yokmuş, her şey güllük, gülistanlıkmış gibi yapan bir alay partizanla birlikte yaşıyoruz. “Cahil” deyince alınıyorlar, o yüzden partizan dedim.
Hal böyle iken bir de cezalar ile karşı karşıyayız. Millet ‘rastgele’ kesilen trafik cezalarından ziyadesi ile şikayetçi. Kesilen cezaya itiraz etmenin nafile olduğu ifade ediliyor. Ekonomik darboğaz ile mücadele, savaş verirken diğer yandan da ceza ödemek zorunda kalıyorsunuz, kalıyoruz. Ödemeyip, “Nasıl olsa seçim zamanı af çıkar” diye bekleyenler bile var.
Şimdi bu yazdıklarım işin bir kısmı. Böyle bir tablo varken, gençler ilk fırsatta yurtdışına gitme hayalleri kuruyor. Sonra, “Gençler neden böyle düşünüyor” düşüncesinden hareketle yola çıkıp, daha büyük yanlışlar yapıyorlar. Kimi gençleri kuru kuruya ikna çabasına girişiyor, kimi gençleri hainlik ile suçluyor, kimi de gençleri hiçbir şey beğenmemekle itham ediyor…
Bahar gelmiş, çiçekler açmış. İnsanların içini kıpır kıpır eden bir hava varken ekonomiden bahsetmek de can sıkıcı aslında. Ama toplumun, hayatın gerçeği bu. Ben de piknik yapan vatandaşların keyfini burada tasvir etmek isterdim ancak dediğim gibi, insan gerçeklere kayıtsız kalamıyor işte…
Saygılar, hürmetler…