Nevruz, baharın müjdecisi, yenilenmenin ve umut dolu bir başlangıcın simgesi olarak her yıl 21 Mart'ta kutlanan köklü bir gelenektir. Farklı coğrafyalarda farklı isimlerle anılsa da özünde ortak bir sevinç ve coşku barındırır.
Nevruz'un tarihi insanlığın ilkbaharın gelişini kutlama geleneğine kadar uzanır. Mezopotamya uygarlıklarında, Zerdüştlük inancında ve birçok farklı kültürde baharın başlangıcı özel bir şekilde kutlanmıştır. Zamanla bu kutlamalar Nevruz çatısı altında birleşmiş ve günümüze kadar ulaşmıştır.
Nevruz'un coğrafi yayılımı da oldukça geniştir. Türkiye'nin yanı sıra İran, Azerbaycan, Afganistan, Tacikistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan gibi birçok Orta Asya ülkesinde ve Balkanlarda kutlanmaktadır. Her bölgenin kendine özgü gelenek ve görenekleri olsa da Nevruz'un temelinde yatan umut ve yenilenme duygusu ortak bir paydadır. Çin kaynaklarında, milattan önce 3. yüzyılda Hunların bahar aylarında şenlik düzenlediğinin yer alması dolayısıyla geçmişi o yıllara kadar dayandırılan nevruz, Türklerin Ergenekon'dan çıkış günü olarak da kabul ediliyor.
Nevruz kutlamalarının ortak unsurları arasında ateş yakmak, sofra kurmak, bahar temizliği yapmak ve çeşitli eğlenceler düzenlemek yer alır. Ateş, yenilenmeyi ve aydınlığı simgeler. Nevruz sofrası ise bolluk, bereket ve paylaşımı temsil eder. Bahar temizliği ile geçmişin yükünden kurtulup yeni bir başlangıca hazır olunur. Eğlenceler ve halk oyunları ise coşkuyu ve birlikteliği yansıtır.
Nevruz'un sadece bir bahar kutlaması olmadığını, aynı zamanda barış ve kardeşlik mesajı da taşıdığını unutmamak gerekir. Farklı etnik kökenlerden ve inançlardan insanların bir araya geldiği, hoşgörü ve sevginin ön plana çıktığı bir gündür.