Millet olarak saygıyı kaybettik. Şöyle bir etrafınıza bakacak olursanız bana hak vereceksiniz. Artık sokaklarda, alışverişte ve pazarda her yerde kısaca toplum ile alakalı nerede olursak olalım birbirimize olan saygımız kalmamış.
Birbirimize saygımız kalmadığı gibi aynı zamanda hiç kimse birbirine hoşgörü ve tolerans tanımıyor bile. Sadece ben diyerek hayatı yaşamaya çalışıyoruz. Bunun bir çok örneğini gündelik hayatımızda görmemiz mümkündür.
En başta trafikte sadece kendimizi düşünür olmuşuz. Aklımıza esen yerde dörtlüleri yakarak aracımızı park etmeyi seviyoruz. Bu park yeri kaldırımda olabilir veya bir mağaza önü. Bizden sonrakiler ne yapacak umurumuzda olmuyor.
Kaldırımları işgal etmeyi marifet sayıyoruz. Kaldırımlar yayalarındır sözüne inat kaldırımları çeşitli stand ve ürünlerle doldurarak yayaların yürümelerine engel oluyoruz. Kaldırımda yürüyemeyenler canlarını tehlikeye atarak caddelere inmek zorunda kalıyor.
Kaldırımda yürüyenlerde diğer yayalara karşı saygılı olmuyor. Üçerli, dörderli guruplar halinde kaldırımda yürüyenler, başkalarına yürüme hakkı tanımıyor. Yan yana sıralanarak kaldırımda yürüyenler çocuk veya yaşlılara geçme imkanı bırakmıyor.
Yazımızın başlığında da belirttiğim gibi artık birbirimize olan saygı ve hoşgörü azalmaya başladı. Yardımcı olacağımız konuları görmemezlikte geliyor, kendimizden başka kimseyi düşünmüyoruz. Bu son derecede tehlikeli duruma bir an önce son vermeliyiz. Biz Türk milleti olarak tarih boyunca saygı, sevgi ve hoşgörüyü dünyaya öğrettik ama şimdi kendimiz bu erdemleri kaybetmeye başladık.