Rüyadan Uyanan Yok
Doğruyu, haykırmak ya da susmak. Bütün mesele bu. Doğruyu hangi kalem yazar, yanlışı hangi silgi siler? İçindekileri hangi Müslüman haykırır, kim günahını itiraf eder?
Dünyanın dört bir yanı cayır cayır yanarken Müslümanlar olarak ateşin içerisinde eli kolu bağlı oturmuş bekliyoruz. Yapacak bir sürü işimiz varken kül oluşumuzu seyrediyoruz. Yakışır mı Müslümana? Uhud’da, Bedir’de ve daha nicesinde mücadele eden ümmet biz değil miydik? Çanakkale’de savaşan dedelerin torunları değil miyiz? Biz bu hale nasıl geldik? Savaş denildiği zaman cephe mi gelir hemen aklınıza, sadece silah mı öldürüyor insanı?
Çoğu yerde silahsız, cephesiz bir harbin içerisindeyiz. Yaralılarımız ve kayıplarımız oldukça fazla ve gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Dur diyen yok. Uykudan, rüyadan uyanan yok. Bağıran, yangına su döken, savaşın karşısında duran yok. Burada en kötüsü birçok şey yapabilecekken, hiçbir şey yapmamamız. İnsanın canını bu sıkıyor…