Malumunuz olduğu üzere en çok konuşulan kavramlardan biri, şüphesiz empati. Birbirimizi anlama, duygusal bağ kurma ve karşıdaki kişinin durumuna saygı gösterme anlamına gelen empati, modern toplumda giderek daha az görülen bir özellik haline geliyor. Peki, neden böyle? Toplum olarak birbirimizi anlamakta neden bu kadar zorlanıyoruz?
İletişim araçlarının hayatımıza girmesiyle, insanlarla daha fazla bağlantı kurabiliyor, daha çok kişiye ulaşabiliyoruz. Ancak bu bağlantıların çoğu yüzeysel ve dijital platformlar üzerinden gerçekleşiyor. Gerçek hayatta insanları gözlemleyerek, onların duygusal hallerini anlayarak kurduğumuz bağlar yerini, anlık mesajlaşmalara, kısa yorumlara ve beğenilere bırakıyor. Bu da zamanla empati kurma yeteneğimizi zayıflatıyor.
Dijital dünyanın sunduğu anonimlik, insanları daha sert ve daha düşüncesiz hale getirebiliyor. Sosyal medya platformlarında hızla yayılan nefret söylemleri, ayrımcı dil ve insana dair derinlikten yoksun paylaşımlar, empati yoksunluğunun birer örneği. Karşımızdaki kişinin bir "gerçek insan" olduğunu unutarak, sadece bir avatar, bir profil resmi ya da bir kullanıcı adı olarak görüyoruz. Bu da toplumun genelinde empati eksikliğine yol açıyor.
Empatinin zayıflaması, aslında daha geniş bir sorunun belirtisi olabilir: İnsanların duygusal zeka becerilerinin zayıflaması. Çocuklukta başlanan, aileden ve okuldan alınan eğitimlerin, duygusal zekayı geliştirmek üzerine de yoğunlaşması gerektiği bir dönemdeyiz. Empati, sadece kendimizi değil, karşımızdaki insanı da anlayabilmekle ilgilidir. Bu beceriyi geliştirmek, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde daha sağlıklı ilişkilerin kurulmasına olanak tanıyacaktır.
Günümüz dünyasında empatiyi kaybetmek, sadece bireysel ilişkilerde değil, toplumun genelindeki barış ve huzur düzeyinde de olumsuz etkilere yol açabilir. Bu yüzden, bir adım geri atıp, birbirimizi anlamaya çalışarak daha empatik bir toplum yaratmaya yönelik çaba göstermeliyiz.
Empatiyi yeniden kazanmak, sadece kişisel bir tercih değil, daha sağlıklı bir toplum inşa etmek için atılacak kritik bir adımdır. Belki de hepimizin, hızla geçen hayatın içinde, biraz daha durup, bir başkasının gözünden dünyayı görmeye ihtiyacı var.
Esenlikler…