Kalabalıklar İçinde Yalnızlaşmak

Emel Şerife Hasçağan

Farkında mısınız bilmem; Gittikçe kalabalıklar içinde yalnızlaşıyoruz. Toplum olarak insanlarla ilişkilerimiz gitgide zayıflıyor. Modernleşen toplumsal yapıda her geçen gün mobil iletişim araçları ve bilgisayarlar vasıtasıyla insanların birbirine daha yakın olması gerekirken tam tersine toplum birbirinden daha da uzaklaşıyor, çokluk içerisinde teklik yaşıyor.

Aile büyükleri dolayı genç bireyle iletişim kuramıyor ve yalnızlaşıyor. Ev meclislerinde, ev ahalisi sosyal medyanın çılgınlığına dalıyor. Samimi sohbetler ve yaşanmışlıklar gölgede kalma mahkûmiyetinden kurtulamıyor. Hâlbuki; “Mutluluk paylaştıkça artar, hüzün paylaştıkça azalır” idi.

İletişim çağında olduğumuz şu dönemde iletişimsizliği yaşıyoruz. Kendimizin dışındaki insanları ve onların problemlerini günden güne umursamaz oluyoruz. Huzuru, sevinci, üzüntüyü, varlığı, yokluğu sadece teknolojide bulmaya doğru hızla ilerliyoruz. Akrabaların buluştuğu ve aile ortamlarında söz sahibi bilgili ve büyüklerin yerine sadece teknoloji almaya başladı.

Öncelikle çağın getirdiği sosyal ve ekonomik sorunlar, sıkıntılar insanların yalnızlaşmasında en büyük etken olma olasılığına sahip. Zira kişiler bu sebeplerden dolayı kendilerini korumak adına en yakınları başta olmak üzere insanlara güven eksikliği duymaya başlamışlardır. Bu da insanların zamanla aidiyet duygularının eksilmesine, yakınlarına karşı güvenin azalmasına ve bunun sonucu olarak da onları içe kapanmaya zorlamaktadır. Eğer bu durum ilerlerse kişilerde maneviyat kaybına ve hatta çok vahim psikolojik sorunlara da yol açabilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.