Güzel ülkemiz Türkiye’de ne yazık ki kadına şiddet durmak bilmiyor. Allah’ın erkeklere en büyük emaneti olan kadınlar, çeşitli bahane ve sebeplerle hayatını kaybediyor veya ağır yaralar alıyor.
Geçtiğimiz 2016 yılına bir bakacak olursak, ülkemiz kadınları adına oldukca üzüntülü veriler görülmektedir. 2016 yılı kadınlarımıza getirdiklerinden çok onlardan götürdükleri ile insanımızın hafızalarına kazınan bir yıl olmuştur.
2016 yılı içerisinde çeşitli sebeplerle hayatını kaybeden kadınlarımızın sayısı maalesef 265 kişidir. Bu 265 kişiyi bu hayattan koparanların başında kocalar, eski eşler, sevgililer veya nişanlılar başı çekmektedir.
Birde aile meclisi kararı denilen o çağ dışı kararlar sonucu hayatını kaybeden kadınlarımız bulunmaktadır. Boşanmanın evlenmek kadar normal olduğuna akılları basmayan bazı erkekler “ya benimsin ya da kara toprağın” diyerek gencecik fidanları bu hayattan kopararak toprağa düşürmektedir.
Kadın cinayeti işleyen kişilerin mahkemelerde verdikleri ifadelerinde bir çoğu yalandır. Kimisi kaza ile oldu derken kimisi de elimin ayarı kaçtı gibi çağdışı ve insanlık onuruna yakışmayan ifadeler kullanmaktadır.
Ancak her ne olursa olsun kadına el kaldırılmayacağını bilmeyen böyle kişiler, yüce Türk adaleti karşısında hesap vermekte ve layık olduğu cezaları almaktadır. 2016 yılı sadece 265 kadının öldürülmesi ile değil kadınlara taciz, tecavüz ve dayak atma yılı olarak ta hafızalarımızdaki yerini almıştır.
Kadına şiddet uygulayanlarında bir çoğunun yüksek tahsilli olması da son derecede üzücüdür. Kadına değer vermesi gerekenlerin kadına şiddet uyguladıklarını görmek ise ayrıca daha da üzücüdür.