İnsanlık için adeta bir dram yılı olan, herkesin “artık ne olur bitse de kurtulsak” dediği 2020 yılı geldi ve geçti. Hayatımızdan bir yıl daha eksildi.
Günler birbirini kovalıyor, yıllar gelip, geçiyor. 2019 yılının sonlarında başlayan salgın, 2020’de dünyayı kasıp, kavurdu. Tüm dengelerimizi, planlarımızı altüst ederek, büyük panik yarattı. Adına ‘gelişmiş ülke’ dediğimiz ülkeler bile hazırlıksız yakalanmanın yarattığı şaşkınlık içerisinde, ne yapacağını bilemedi. İnsanlar hala travma geçirmekten, kendilerine gelemiyor. İnsanların sosyal, kültürel ve aile hayatı kısıtlamalarla sürdürülüyor. Her şey değişiyor. Uzmanların dediklerinden ve yaşadıklarımızdan da anlaşılıyor ki; artık hiçbir şey, eskisi gibi olmayacak. Çok canlar kaybettik. Yakınlarımızı, sevdiklerimizi kaybettik, ağladık.
Sonuçta, öyle ya da böyle, sevinciyle, hüznüyle bir yıl daha geçti, bitti. Ömür duvarımızdan bir tuğla daha eksildi. Gerçekleşmeyen hayallerimiz, bir sonraki yıla kaldı. Tek tek hepimize biçilmiş bir ömür var. Sonuçta bizlere biçilmiş rolleri oynarken, bize biçilmiş o ömrü dolduruyoruz. İşin özünde insanız, duygularımız var. Arzularımız, beklentilerimiz, umutlarımız, hayallerimiz, sevdalarımız var. Bunların gerçekleşmelerini bekleyeceğiz. Dileğimiz odur ki, 2021’de virüs kontrol altına alınır ve normalleşme başlar. Yeni yılın öncelikle bize sağlık getirmesi dileğiyle. Sağlıcakla kalın…