İsrail’in Gazze’de başlattığı ‘soykırımın’ üzerinden 1 yıl geçti.
Malumunuz olduğu üzere, bu mevzu 1 yıllık mevzu değil. Bölge, yıllardır sürekli bir çatışmayla, insani krizlerle gündeme geliyor. Tabii ki de mazlum olan halk, Filistin halkıdır.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, bölgedeki siyasi ve sosyal dinamikleri derinlemesine etkileyen bir boyut kazanmış durumda.
İsrail, kendince “Güvenlik endişemiz var” diyerek Gazze’ye ve Filistin’e yönelik askeri müdahalelerini meşrulaştırmaya çalışıyor. Yıllar yılı da kimse bölgede olup biteni yeterince görmüyordu. Yalandan bir kınama yayınlanıp, mevzu geçiştiriliyordu.
Ancak şu 1 yılda İsrail’in saldırılarının yarattığı insani kriz, uluslararası toplumda geniş yankılar uyandırıyor. Dünyanın çeşitli kentlerinde Filistin yanlısı eylemler düzenleniyor. Avrupa genelinde Gazze’de yaşananlara bakarak, Gazzelilerin duruşlarından etkilenerek “Müslüman olmak istiyorum” diyen insanların sayısı inanılmaz bir şekilde arttı.
Avrupa’da tanıdığım bazı cami yönetimlerine sordum, –bilmeyenler için söyleyeyim Avrupa’daki camiler dernek statüsündedir ve yönetim kurulları vardır- “Müslüman olmak isteyen ne kadar kişi var, gerçekten Müslüman olmak isteyenlerin sayısı artıyor mu?” diye. “Müslüman olmak istiyorum, nasıl Müslüman olurum, bana Kur’an-ı Kerim’i öğretin diyen vatandaşlara yetişemiyoruz. Burada bir kişi Müslüman olduğu zaman, Müslüman olmayı düşünen yakınlarına da İslam’ı anlatıyorlar” diyorlar.
Tabii, Müslüman olmak isteyenlerin sayısı arttıkça Müslümanlara yönelik provokatif eylemlerde bulunuluyor, hükümetler de buna göz yumuyor. Dilerseniz bu mevzunun detayına da yarın değineyim…
Gazze, sadece bir çatışma alanı değil, aynı zamanda insanlığın en büyük sınavlarından biri. İnsani krizlerin derinleştiği bu bölgede, her can kaybı ve yıkım, hepimizin yüreğinde bir yara açıyor. Savaşın sona ermesi ve barışın sağlanması için gösterilecek her çaba, gelecekte daha yaşanabilir bir dünya için umut ışığı olabilir. Bu nedenle, hem bölgedeki aktörlere hem de uluslararası topluma düşen sorumluluklar büyük. Gazze’de barışın tesis edilmesi, sadece oradaki insanlar için değil, tüm dünya için hayati bir öneme sahip.
Ancak bölgede akan kan durur mu? Buna “evet” demek maalesef çok zor.
Esenlikler.