Erken Kalkmak: Zorunlu Bir Gelenekten Özgürlüğe

Emel Şerife Hasçağan

Her gün güneşin doğuşuyla uyanma fikri romantik bir anlatıya dönüşebilir, ancak herkes için bu erken kalkma ritüeli bir zorunluluk değildir. Acun Ilıcalı'nın programda kullandığı "Bu erken kalkmayı kim buldu abi? Dünya değişti. Biz niye erken kalkıyoruz? Burada bir mantık var mı? Bence yok. Kaldırmayın insanları, uyusunlar. Benim çalışanlarım erken kalkmaz abi. Yazık yani. Bizde kimse Temmuz - Ağustos’ta işe gelmez. Hatta 4-5 ay tatil yapanlar var. Maaşı da yatar. Sabah 7’lerde kalkarak, 1 saat 15 dakika yol giderek işe gidiyordum. Böyle bir hayat yaşadım. Yaşadığım için bunu insanlara yaşatmamaya karar verdim." sözleri, sosyal medyada gündem oldu bunun üzerine bu yazıyı yazma gereği duydum... Acun Ilıcalı’nın bu sözleri, birçok insanın hissettiği, özellikle modern yaşamın karmaşıklığı ve hızı içinde kaybolan bir gerçeği yansıtıyor.

Çalışma hayatının baskısı altında, işe yetişme telaşı ve trafikle uğraşmak, birçok insan için günlük bir gerçeklik haline gelmiştir. Ancak Acun Ilıcalı, iş dünyasının bu yoğun temposuna karşı çıkarak, insanların yaşamın tadını çıkarmaları gerektiğini savunuyor. Onun felsefesi, hayatın sadece erken kalkıp işe gitmekten ibaret olmadığını, aksine aile, dinlenme ve kişisel gelişim gibi diğer önemli unsurları da içerdiğini vurguluyor.

İş dünyasında erken kalkmanın, verimliliği artırabileceği ve başarı getirebileceği bir yaygın inanç olsa da, Acun Ilıcalı'nın yaklaşımı, herkesin aynı kurala uymak zorunda olmadığını gösteriyor. İnsanların kişisel yaşam tarzlarına, bioritimlerine ve tercihlerine saygı göstermek, daha mutlu ve tatmin edici bir yaşam sürmelerine yardımcı olabilir.

Ayrıca, iş dünyasında esneklik ve tatil haklarının önemini vurgulayan Acun Ilıcalı, çalışanların da dinlenmeye ve aileleriyle vakit geçirmeye hakkı olduğunu savunuyor. Yoğun çalışma temposu, aile ve sosyal yaşam dengesini bozabilir ve bu da stres, tükenmişlik ve mutsuzluğa yol açabilir.
Acun Ilıcalı'nın erken kalkmama ve çalışanlarına tatil hakkı tanıma konusundaki düşünceleri, iş dünyasında daha insan odaklı bir yaklaşımın gerekliliğini vurgular. Hayat sadece işten ibaret değildir ve bu düşünce, iş dünyasında dengenin ve insanların özgürlüğünün önemini hatırlatır. Unutmayalım ki, iş hayatı, insanların daha tatmin edici ve mutlu bir yaşam sürmelerini sağlayan bir araç olmalıdır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.