Çok şey istemiyoruz
2020 yılının ilk günlerini yaşadığımız bu günlerde umutlarımızda yeniden canlanmaya başladı. Daha iyi, daha güzel, daha sağlıklı ve daha refah yaşamak için aslında çok şey istemiyoruz. Bu onurlu ulus siyasetçisinden, bilim adamından, aydınından, sivil toplum örgütlerinden, medyasından çok şey istemiyor.
Yoksulluğun, işsizliğin gelir dağılımı adaletsizliğinin üstesinden gelin diyor. Sağlık, eğitim hizmetlerinden onurluca yararlanalım. Adalet önünde eşit olalım diyor. İnsan hak ve özgürlüklerini bizlere çok görmeyin diyor.
Bu hizmetleri, bizim çocuklarımıza, gençlerimize, . kadınlarımıza, kısacası insanımıza yapacaksınız. Siz onları yoksul, işsiz, sağlıksız, eğitimsiz bırakır, onları hastane ve banka kuyruklarında öldürürseniz, onları misyonerlerin, tarikatların, her türlü çetelerin, mafyanın içine itip, televole kültürü ile yozlaştırırsanız bizi biz yapan değerlerimizi, kültürel zenginliklerimizi aşındırmış, yozlaştırmış olursunuz.
Ulusumuzun bu kırılma noktalarına, değerlerine özen göstermez, insanımıza hak ettiği onurlu yaşamı sağlayamazsanız, emperyalizmin "böl parçala yönet" oyununa gelir, ayrıca teröre zafer armağan etmiş olursunuz. Bu ülke hepimizin, bu gemide birlikte hep batar, ya da kurtuluruz. Bizleri dışarıdan birileri gelerek veya gökten birileri inerek kurtarmayacaktır. Bizler sağduyulu, bilinçli, onurlu olmalıyız. Gün; inadına birlik günü değildir. Sevgi, hoşgörü, dayanışma ve barış içinde birlik olma günüdür.