İnsanoğlu bazen tıkanıp kalıyor. Hani bir söz var ya; dil varıyorsa el varmıyor, el varıyorsa dil varmıyor. Aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık.
Yüzsüzlerin hatalarını yüzüne vurmak istiyorum ama Allah’tan utanıyorum, çevremden utanıyorum. Kısacası terbiyem müsaade etmiyor.Çünkü Allah resulü insanların hatasını yüzüne vurmayın diyor. Ama ikaz etmemizi istiyor. Keşke ikaz edebilsek veya ikazdan anlayabilsek.
İnsanlar işini yoluna koymuş ekmeğini kazanmaya başlamış, geçmişte de güzel işler yapmış, kimseye muhtaç olmuyor ve yaşantısını sürdürüp gidiyor.
İşte o zaman işin rengi değişiyor İçimizde bir hasetlik, başlıyor karnımız ağrımaya. O kişiyi toplumda küçük düşürmek için elimizden gelebilecek her şeyi yapmaya başlıyoruz. Başlıyoruz muhalefet etmeye veya çamur atmaya. Vay efendim şöyle oldu, vay efendim böyle oldu, şöyle kaçtı böyle göçtü, gibi sözler sarf ediyoruz.
Birimizde kalkıp dur kardeşim o öyle değildi sen hata yapıyorsun diyemiyoruz. Birilerine şirin görünmek için bizde onunla birlikte ver yansın ediyoruz. İşte böyle yaşamak böyle yaşantıya sahip çıkmak ne islam ruhuna, nede insan ruhuna yakışmıyor.
Şayet sürdüre geldiğimiz yaşantımızda, İslam’ın ruhuna uygun olmayan bir davranış varsa ki var, işte bu davranışa dur demeliyiz. İçinde bulunduğumuz durumdan sıyrılıp kurtulmalıyız.
Saadeti, kurtuluşu, mutluluğu ve huzuru bulmak ve ona erişmek için, Allah'a kulluk etmek, iyi amel ve hareketler yapmak, her şeyden önemlisi onun rızasını kazanmak için çalışmaktır.
Bakın yaklaşık iki yıldır corana virüsle baş edemedik. Çok sevdiklerimizi kaybettik, halada kaybetmeye devam ediyoruz. Yarının ne olacağını bilemediğimiz bu dünyada insanları kırmak yerine; sevelim, onları kaybetmeyelim kazanalım. İnsanları sevmeye başladığımız zaman inanın kalbimizdeki haset, kin. nefret ve düşmanlıkta bitecektir.
Bu dünyadan nice insanlar gelip geçmiştir. Soruyorum, onların saltanatlarından, koltuklarından, mallarından, mülklerinden, saray ve köşklerinden, hazineler dolusu altınlarından geriye ne kalmıştır. Onlar nereye gittiler. Gittiklerinde yanlarında ne götürebildiler. Önemli olan insanların kalbine taht kurmak.
Baki Kalan Gök Kubbede Hoş Bir Seda Bırakmaktır.