Hazret-i Mevlâna, bir gün bir yere giderken iki adamın ağız dalaşı yapmalarına şahit olmuş. Adamın biri diğerine: “Bana bak ülen! İbiğini bük, yoluna git. Eğer bir lâf edersen, bin türlü karşılık alırsın benden ha!” diye diklenince insanlığın piri Mevlâna, patlamak üzere olan kavganın içine girerek, her ikisine: “Durun çocuklar, durun bakalım. Her ikiniz de ne söyleyecekseniz bana söyleyin. Vuracaksanız bana vurun. Siz bana bin türlü lâf etseniz bile benden bir tane ters lâf işitemezsiniz. Haydi kesin şu kavgayı da sevgiye buyurun. Asıl yiğitlik sevgide” demiş.
Hazreti Mevlana’nın bu büyük hoşgörüsünü artık toplumda göremez olduk. Çünkü toplumun fertleri olarak birbirimize olan sevgimizi kaybettik. Hemen her konuda birbiri ile tartışan ve kavga eden kişiler olduk.
Televizyonu açıyorsunuz siyasiler kavga ediyor. Trafikte yapılan bir hata yüzünden insanlar birbirlerini öldürebiliyor. 25-30 yıllık evlilikler bir hiç yüzünden bitebiliyor. Hatta aile geçimsizlikleri o boyuta geliyor ki koca, 20 yıldır yastığa baş koyduğu karısını çocuklarının gözü önünde öldürebiliyor. Maalesef bütün bunları gündelik hayatımızda yaşıyoruz.
Yapılma sebebi kardeşlik, sevgi olan spor bile günümüzde en büyük kavga konusu haline gelebiliyor. Bazı maçlara artık misafir takımın seyircisi bile alınmıyor. Kadına şiddet ve kadın cinayetleri, kapkaç, hırsızlık bazı şehirlerde kol geziyor.
Artık günümüzde öfkeyi yenmek, öfkeye sahip olmak kahramanlıktır. Sinirine hakim olup kızmayan, karşısındakinin kalbini kırmayan en büyük insandır. Yaşantımızda hoşgörü ve sevgiyi esas almak ve bunları hayata geçirmek yaşantımızı kolaylaştıracaktır.