Sağ Beyin-Sol Beyin

Dr. Safiye Nihal Demirköprülü

Öncelikle hepinize merhaba diyerek söze başlamak istiyorum. Bugün bahsedeceğim konu sağ beyin-sol beyin üzerine.

Beyin araştırmaları yapan uzman kişiler, iki yarı beynin farklı düşündüğünü saptamışlar.

Sol yarı beyin, kendisine ulaşan bilgileri ayırarak yani analize ederek, sağ yarı beyin ise birleştirerek değerlendirir ve yorumlar. Analitik düşünme, genellikle bir problemi çözmek için kullanılır. Mantığı ya- veya şeklindedir. Bu mantığı kullanan kişiler, Ya O veya O şeklinde ayırımcı düşünürler. Zıtlık kavramı bu düşünce sisteminin temelini oluşturur. Bilim insanları ve mühendisler, analiz yapmayı seven sol beyin insanlarıdır.

Sağ beyin ise birleştiricidir. Kendisine ulaşan verilere bütünsel olarak yaklaşır ve analiz yerine sentez yapar. Bu tür yaklaşım hem- hem de mantığını içerir. Bu mantıkta, karşıt gibi görünen kavramların aslında birbirini tamamladıkları ve hakikate karşıtların birliğini görerek ulaşılabileceği düşüncesi vardır. Bütünsel düşünme sağ yarı beynin faaliyetidir ve aynı şekilde resim ve müzikte sağ yarı beyin tarafından gerçekleştirilir.

Peki bu bilgiler bize ne ifade ediyor? Güncel hayatta bu verileri nasıl kullanıyoruz?

Günümüzün düşünce tarzı, büyük çapta analitik yani ayrımcı mantık üzerine kuruludur. Bu yüzden özellikte batıda bilim büyük gelişme göstermiştir. Çünkü klasik bilim tümüyle ya veya mantığı üzerine kuruludur. Klasik fizik kuralları, bu sistem üzerinden çalışır. Bu mantığa göre bir nesne ya dalgadır ya da parçacık.

Yani ya o veya o dur. Oysaki Kuantum fiziğine göre hem hem de mantığı geçerlidir. Buna göre her nesne hem dalga hem de parçacık olabilir. Yani bir şey hem kendisini hem de zıttını beraber içerir. Bu kavrama göre, aslında zıtlık mevcut değildir her şey zıttı ile var olur.

Yaşam içerisindeki temel gaye de, tam bir farkındalık hali ile tüm varoluşun bütünsel olduğunu, ayrımcılık yapan şeyin bizim düşünce sistemimizden kaynaklandığını fark etmek, tüm bu zıtlıkların gerisindeki tekliğe, bütünlüğe ulaşmak, yani hakikate vakıf olmaktır. Bu da ancak ileri düzey farkındalık ile olur ki, elbette kolay değildir. Nefs terbiyesi denilen durum da bu farkındalık haline erişmeyi hedefler. Yol, yolcu ve araba ile bu hakikate vakıf olma durumu gerçekleşir. Niyetim ilerleyen yazılarımızda tek tek bunları hep birlikte irdelemek, bugün küçük bir giriş yaptık. Bu arada Doç. Dr Haluk Berkmen hocamızın bilgilerinden alıntı yaptım. Haftaya görüşmek üzere hoş çakalın...

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.