Sonbahar

Büşra Kavasoğlu

SONBAHAR

Hesaplaşmak zor geliyor insana. Kendi içini kendine dökmek ağır geliyormuş. İnsan insana anlatırken derdini, dökerken içinde kalan her kırıntıyı ne kadar da kolay geliyor herşey. Sanki çok kolay gibi çözülebilmesi güç olan her düğüm. Anlattıkça rahatlıyorsun ağladıkça ferahlıyor ama geceleri bir başına kalınca, tüm düşünceler benliğini bir bir sarınca yok oluyor bütünüyle büründüğün huzur. Bir sağa dönüyorsun bir sola, bir ağlıyorsun bir duruyorsun. Çözümü hepten kolay gibi ama bir o kadar da uzak gibi çözüme giden her yol. Ağlasan derdin bitmiyor gülsen de bir farkı yok. Köşene çekilsen olduğun yerde kalıyorsun adımlamaya kalksan yine olduğun o yerdesin. Batıp batıp geri çıkmaya çalıştığın kaderde. 

Sizce de bir bumerang gibi değil mi hayat, hep aynı şeyleri tekrarlamıyor muyuz dönüp dönüp dursak da veyahut yol almaya kalksak da. Kader hep bizi mutlaka aynı noktaya getirmeyi başarmıyor mu. Unutmaya kalksak bazı şeyleri yeniden karşımızda belirmiyor mu, hatırlatmıyor mu kendini bazı şeyler zamanla. Sizde de oluyor mu içinden çıkamadığınız şu döngü. Oluyor mu kimi zaman hıçkıra hıçkıra ağlamalar, bağırmalar, yakınmalar.. Hayat neden bazılarımıza hep zor! Nedendir kimi zaman kaçamıyoruz kaçmaya çalıştıklarımızdan. Perdeyi çekince kararıyorsa oda ve yine perdeyi aralayınca aydınlanıyorsa, dünya neden hala bazılarımıza kapkara. Gücünüze gidiyor değil mi olduğunuz yerde sayıp durmak, elinizden bişey gelememesi. Zor geliyor değil mi gülmek ve gülmek zorunda olmak. Ama anlamak gerek işte boşa çoğu zaman ağlamak. Ayaklar yorulmayınca, gözler şişmeyince ve de düşünceler hırpalamayınca bazı şeyler düzelmiyor. Zaman alıyor işte çokça zamanını çalıyor insanın kaderi. Kaçışı yok, dönüp dolaşıp geliyorsun yine aynı kapıya. Gülmek zorundasın, ağlamak zorundasın, yürümek zorundasın, bir şeyleri yok edemezsin hayatından ama kimi zaman unutmak zorundasın ve bilmek gerekir ki zamanı gelince de hatırlamak zorundasın bazı dönümleri. Çünkü hayat ne unutursan ne de unutamazsan devam etmiyor, hep o aralık hep o ince çizgiyi yaşamak zorundasın. Nasıl ki çiçeklenir ağaçlar hep ilkbaharda ve nasıl ki yapraklarını bir bir döker sonbaharda.. Yaşamın döngüsünü hep evrene bakarak hatırla, hatta bakmak da yetmiyor çoğu zaman görmek gerekiyor betimlenen her şeyi. Nasıl ki bir ağaç bu döngüyü devam ettirerek hayatta kalmayı başarıyorsa, insanın ne farkı var ki hayatta kalmaya. Daima bir döngü var daima tekrarlar hep hayatımızda. Ne dünü unut ne de unutma herşeyi zamanına göre yaşa. Yaşamak hiç bir zaman ucuz olmadı ve hiç bir zaman olmayacak da. Sen, sen olmayı yaşa kader çarkının değişmeyeceğini anlayarak. Yenilikler zamanlıktır hayatında ama yenilikten sana kalanlar bir an’dır daima. Anılarla yaşamak hoşsa hoşuna gidecek her şey dününde kalacak. Dününü unutma ama yarınını da unutarak hiçe sayma, hayat sana hem güzellikler getirecek hem getirdiği güzellikleri süpürecek. Hayat insanı acıtıyorsa ve yakıyorsa yüreğini bu senin gücündendir. Sen savaşmayı biliyorsun, gözyaşlarını kendine gülüşlerini kaderine sakla...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.