MEHMETÇİK
Bir kuytu vardır derinlerinde, ıssız kalan acılarında, içten bıraktığın gülüşlerinde. Her şeyin bir sebebi vardır, kaçıp giden güneşin de buz gibi esip savuran rüzgarında ağlayan yağmur damlasınında gökyüzününde. Sokakların bağıran ama asla sesini duyuramayan iklimleri vardır. Tıpkı senin gibi acıları vardır bir ağacın da elbette. Bir yaprak döküldüğünde içinden fırtınaları kopardır belki onun da. Hissedebildiğin her şey sadece sende yoktur belki de. Seninle birlikte ağlıyordur gökyüzü kim bilir ve seninle birlikte gülüyordur mutluluğuna melekler.
Tarifi olmayan acılarına bir umut serpiştirmek o kadar zordur ki. İçine bir tutam su serpmek mümkün değildir bazı yaralarda. Çünkü bazı yaralar kabuk bağlamaz asla, her gün bir kez daha ve bir kez daha kanamaya devam eder inatla. Döktüğün gözyaşı da usanmaz tek tek damlalarıyla, gözlerinin kenarları acısa da yansa da acısından yine devam edersin ağlamaya. Sahi gülmeyi unuttum dersin ki bir fotoğraf karesi anımsar gözlerine, için için bakarsın öylece, işte tam da o an’a kapılır kalbin yeniden. Sanki o gündeymişsin gibi sanki bütün bu sızılar hiç yaşanmamış gibi. Saatlerce döndüğün hatıralar bir kaç saniye sürmüş gibi gelir sana. Ve de yeniden bu an’a döndüğün an musluktan damla damla akar gibi gelir zaman. Öylesine yavaşça öylesine ağlatırcasına. Sabahlar olmaz geceler bitmez çoğu zaman. Uykular nöbetlere bırakmıştır yerini artık. Bir battaniyene sarılırsın bir de umutlarına. Tükenmeye başlar ‘bir gün’ diye sıraladığın kelimelerin. Artık tek tek yutmaya başlarsın beklediğin günleri, yitmiştir kalbindeki yeşeren çiçekler, şimdi onların yerinde solan yapraklar kalmıştır ardını getiren. Ve yıllar geçer ömründen, koskoca yıllar. Bir haber daha düşer ocaklara, kimisinin evladı kimisinin geride bıraktığı gencecik hayat arkadaşı ve kimisininse mutluluk dolu kalbiyle anası ve babası kalmıştır tekrar eden. Bilmem kaç kere izlersin o an’ları, geriye döner gözlerin kaç yürek kalmıştır umutlarını solduran kaç neşe dolu bir çift göz kalmıştır yolları pencere kenarlarında soluyan. Düğümlenir boğazın ‘Vatan sağolsun’ yankılanır kulaklarında bilinmez kaç damla gözyaşıyla...