Kadın
Bir martının kanatlarında gibi hayaller, onun gibi uçuyor tek tek dilekler. Bir çırpıda tutunuşlar, ya var ya da yok mutluluklar. Yalnızlık çepeçevre sarmış etrafını, nereye baksan tek tek azalıyor ışık. Gökyüzü bile rengini değişmiş de gelmiş bugün, grimsi kalmış bulutları karartan gölgesiyle. Ne yapsan kararsızsın bir gökte gözlerin bir de yerde. Bak tek tek göç etmiş gibi kuşlar da, cıvıl cıvıl sesleri yok olmuş kim bilir nerelerde. Kalbini sıkıştırıyor bir yığın keder ama kederden yanındakilerden kime ne! Sen ağlarsın görmezler sen yana yana tutuşur sun görmezler sen çırpınırsın da yine görmezler, ta ki ne zaman boğulursun işte o zaman tüm dünya seni izler tüm dünya seni dinler. Zaten giden gitmiş, biten bitmiş ömürden koskoca bir gönül gitmiş. Bir vazgeçilmişlik değil bir vazgeçirişlikle terketmiş hayatını. Kim bilir ki kalbinde sancısıyla, gözünde ağrısıyla, dinmeyen gözyaşıyla ve bir tutam buruklukla yitmiş hayatı. Gül gibidir bir kadın, rengini alabildiği yerde hayat bulur. Güldüğü yerde büyütür çiçeklerini ve filizlenir yeniden sevildikçe tek tek. Okşanmayı hak eder saçının en uçlarına kadar, tel tel. Bağrılmayı, nefessiz bırakılmayı, el kaldırılmayı, bir hiçmiş gibi köşeye atılmayı değil! İnce ince sevmek gerekir bir kadını, öylesine ince ve öylesine zarifçe. Hangi kadın hak eder yıpratılmayı hangi kadın hak etmiş hırpalanmayı. Gözünden süzülen bir damla yaşa da hak girer kalbinden dökülen bir damla yaşa da.. Hiçsizce kenarda bırakılmaz ki kadın, ellerinden tutulur ve ellerinden öpülür tek tek, bilmez misin cennet bile onun ayaklarının altındadır bir tek. Büyük bir güzellikle yaratmış Yaradan, nasıl olur da kıyılır her zerresine. Nasıl olur da elinin tersiyle itersin cennetin kapılarını. Nasıl olur da güzelliğiyle büyüleyen gülleri soldurursunuz hep! İncitmek kelime dağarcığına yakışmıyor artık. Süregelen hırpalanmak, öfke ve nefret! Bir kadını sevmeyi beceremiyorsanız kendinizi itin yalnızlıklarınıza, soldurmayın bir gülü daha. Güneş her zaman doğar elbet ama asla kapkaranlıklara bürünmüş dünyalara doğmasın. Yüzleri güldürmeyecek yüzler artık gülen yüzlerde hayat bulmaya çalışmasın. Direnmesin her sorunlu insan hayatına, köşesine çekilsin artık ve kendi yalnızlığına dalsın. Güzel hayatlar solmasın, asıl hayat bulmayı hak edenler yalnızlığın kokusunu almasın. Hayat ya üç günlük vakit kadar kısa, şu kısa hayatlarımız artık kederle son bulmasın.
Gül kadar güzel kadınlara.. Solmayan hayatlara..