Yorgundur bedenin, yüreğin kor gibidir. Zordur kelimeleri bir araya getirebilmek, artık senin için telaffuzu yoktur sözcüklerin. Boş boş bakarsın bazen, ve çoğu zaman dalar gidersin uzaklara. Sen bile farkına varmazsın o uzakların. Neyi hayal ettiğin neyi düşündüğün belli değildir, yani kendinde değilsindir. Hayat fütursuzca dokunuşuyla değiştirmiştir yerini.
Mutluluğun anlamı vardı senin için. Hatırlasana, hani olur ya insan gider hatıralarına bazen, geçmişine döner yeniden. Gözlerini düşünürsün sevdiğinin, ilk sohbetini, ilk gülüşünü ve ilk elini tutuşunu. Hani hatırlanır ya, ilk elini tuttuğunda terleyen ve titreyen eller.. İlk fotoğraf mesela, gülmek istersin ama çekinirsin ya hani. Sonra ilk uzaktan yakalanan o kare, bir arkadaşın belki pat diye çeker ya. Hatırlasana o mutluluktan çenenin ağrıdığı gülüşleri. Dayanamayıp da sarıldığın andaki o çarpan yüreğini. Kiminin sokaklara döktüğü güller, kiminin ellerinde getirdiği çiçekler ve kiminin dalından koparmaya kıyamadığı.. Ve daha neler neler, ne güller ne hediyeler. Ama en önemlisi de gülen yüzler.
Şimdi uzaklarda gözlerin, takılır hafif kısık kısık. Duymaz kulakların, yitmiştir ruhun. Beklersin öylece, ne gelen vardır ne giden. Galiba artık alışmıştır hep aynı ışığa bakan gözlerin. Yıllarını verirsin belki ya da seninle gider her adımında. Nedendir bu eziyet, ruhunu öldürmek neden? Zor mudur beklemek yerine gitmek? Zor mudur yeniden çaba sarfetmek? Zor mudur yeniden sevdiğini söyleyebilmek? Kavuşmak gerçekten zor mudur.. Veya beklemeyi kabullenip yine de gülümseyebilmek yine de mutlu olabilmek yine de yaşabilmek zor mudur...