Güneş yüzüne yüzüne vururken, çiçekler rengarenk açarken, cıvıldaşırken etraf, dünya çok da sessiz çok da hissiz geliyor sana. Her gelen ışık rahatsız ederken gözlerini, bir migren gibi giriyor kalbinin ağrısı başına. Karanlıklar yoldaşın oluyor, mumlar sırdaşın. Yağmurlar yağıyor aşkına, dışarıdaysa gökkuşağı karşılıyor başka başka her aşkı. Sen yitirdiğini kabullenemezken, o papatyalar götürüyor kalbine bir başkasının. Gökyüzü sana gülüyor da sen görmezlikten geliyorsun çoğu zaman, ağlatıyorsun bazen yıldızları ve ay’ı. Bazen sıkıyorsun canını rüzgarın, sonra rüzgar deliriyor savurmaktan tüm belirsizlikte kalmışları ve tüm yok olmuşları.
İlk zamanlar çok özlüyorsun, sarıyor geçmişini bir plak gibi beynin, sonra zaman akarken yavaş yavaş ileriye, unutuyorsun baharlarda yediğiniz bir vişne çiftini, unutuyorsun ağacın gölgesinde kahveyle eşlik ettiğin sohbetinizi..Bazı zamanlar geliyor ama ara ara hatırlıyorsun o bir çift nehir gözleri, bazı bazı gülüşü dokunuyor kalbine, bir başkasının gülüşünü izlerken. Noktalanmış belki herşey ama tüketmiyor ki hissettiklerini ve hissettirdiklerini.
Zaman zaman sokaklarda dolanırken duvardaki mısralara takılıyor gözlerin, biraz adımlıyorsun ki bu kez beraber dinlediğiniz bir şarkı sözleri takılıyor diline. Sen onu unuttukça bişeyler fısıldıyor tekrar kulağına sanki ‘onu’.Zaman sana onu hatırlatmaz halbuki; zaman unuttur geride bıraktığın birini, zaman özletmez; zaman yerine bir başkasını çıkarıverir karşına. Ama yaşadıkların ve hislerin bırakmaz ki peşini, anıların yok olup gitmez ki gözlerinden. Herşeyi unuttursa da zaman, onun sana hissettirdiklerini bitiremez, hatırladıklarının buluştuğu o beynin odağında. Ve herşeyi unuttursa da zaman bir gülüşü unutturamaz geçmişine, evet geçmişine herşeyi sığdırabilirsin de yok olmuş bir aşkı sığdıramazsın bittiğinde.
Aydınlanmış her bir yıldız senin için bugün, artık senin için gitme vakti. Sen sanıyorsun ki, gittiğinde sanki bitecek bütün hisler ve bütün hayaller, bittiğinde kaybolup giderim diye düşünüyorsun belki de. Gittiğinde yitirilir mi aşk, bittiğinde kaybolur mu o köşeye biriktirilen anlar. Şimdi senin için gitme vakti, sırtındaki ceketinle terketme bu aşkı, koy bavuluna sana ait olan her duyguyu, her nefreti ve her anları. Sen gittiğinde baharlar gelecek yollarına, sen gittiğinde çiçekler açacak o baharlarında ve sen gittiğinde onun her gülüşü kaybolup ıssız bir çığlığa bürünecek şehrin uğultusunda..
Hoşçakalın,
Her kalbe bir bahar getirmek borcuyla..