Salınıyor güneş, vakit çoktan gecikti gibi. Bu kaçıncı erteleyişin çalan saatleri, bu kaçıncı beşinci dakika.. Söylesene bu kaçıncı rüyan, bu kaçıncı gözlerini kaldıramayışın. Gözlerin kıpırdayınca gerçekle yüzleşecek gibisin, tokat gibi yüzüne çarpılacak sanki kapılar.. Bu uyurken gözlerinle ucundan hayatını kontrol edişin, acaba kıvrandığın özleminden mi, yoksa umudunu yitirdiğin hayallerinden mi?
İnsan birini kaybederse hayatından; tutunmaya, ayakta durmaya gücü kalmaz. Sanki dünyayı durdurur, hislerini konuşturur gözyaşları. Yeltenemez ruhu mutluluğa, güneşe çıkmaya. Salına salına yürür yolları, ağlaya ağlaya geçirir her gün umutlarını. Ve yatıştırır anılar yüreğinin acılarını. Ama eskinin kapısını kapatmadan yeni kapılara huzuru açabilir mi insan. Öyle ya, böylece geçmez ki bu hayat. Ölmüyorsan da bir sebebi var hayata tutunmanın. Güneşe de çıkacaksın, Ay’a da bakacaksın. Yıldızlar birazcık gülümse diyorsa onlarla beraber dilekler tutacaksın. Bezdim diyorsan biraz hızlanacak adımların. Neyi düşünüyorsan yapacaksın, hala yaşıyorsan birilerinin belki de mutluluğu için. Hala gözlerin açılıyorsa yeni bir güne belki de bir çift gözle buluşmak için yeniden.
Hayalleri vardır insanın. Kimi zaman boğazına dizer hayat, kimi zamansa balonlar uçuşturur gözlerinde. Bazen kelebekler kondurur yüreğine bazen de pencere kenarlarında bekletir dizilmiş mektupları. Her şey dümdüz yolda yürümek gibi kolay değildir bu hayatta, bazısının dağın tepesine ulaşması gerekmez her şey tek tek sunulmuştur önüne fakat bazısı da beli bükülünceye kadar tırmanır o dağın zirvelerine. Ama hangisi iyidir ve kime göre.. Bazen insan elinde her şeyi varken bulamaz o gönül ferahlığını ama bazısının da gönlü aydınlıktır da yolunun karanlığından çıkamaz her nereye çıksa. Ama umutludur insan umudunun bittiğini bile söylüyorsa, beklemiyorum dese bile bekler insan, ulaşması gereken her noktaya ulaşmak istemese bile bir dürtü oluşturur beyni sanki ve ulaşır başarısız kaldığı o başarıya. İnsan kaç beş dakikayı ertelese de hayatından, ömründen geçen her zamana karşılık beş dakika erkene alır hayatını. Çünkü hayat durağan olmadı hiçbir zaman, çünkü insan belki de bir adım daha yaş almadan beş dakikadan mahrum kalamayan. Hayat yörüngesi bizleri bekliyor, vakit beynini eskilere daldırma vakti. Belki de kolaylık işin burasındadır. Ve insan hayatından şu çalar saatleri kaldırsa mı o zaman?