AN’DAN AN’LAR

Büşra Kavasoğlu

Bir mum aydınlığıyla gecelere dalıp gidiyorsun, bir sokak ışığıyla gecelerce yürüyorsun. Kimi sızmış bir bankta, kimi senin gibi daldığı uğultularda. Yalnız değilsin biliyorsun ama yine de kendini yalnız hissediyorsun, çünkü yorgunsun. Sen şimdi duymazsın bir köpeğin sana atıla atıla bağırdığını, ama görürsün bir kedinin kenarda uyuyakalışını. Korkmaz yüreğin ıssız gecelerde, çünkü aklın gitmiştir çoktan boşvermişliğin gölgeleriyle.

Merhaba hayat, diye uyanamadan açtın gözlerini, güneşin gülüşünü göremedin mesela uyandığında. Göz kırptı çiçekler umrunda bile olmadı bu sabah, ne kadar kör oluyormuş insan güzelliklere hayattan soyutlaştığında. Şimdi sen bu güzellikleri görmek için gerçeklerle tanışmalısın, bu güzelliklerin değerini bilmek için senden daha büyük acılarla kıvranan insanları görmeli kalbin.

Okunacak satırlar, hatırlanacak anılar ve tükenmeyen mutluluklar birikir yaşadıkça. Yaşadıkça, çünkü kimisi bilmez yaşarken yaşamayı, nefes almak değildir ki yaşamak ve yediğin yemek bitirdiğin okul değildir. Yaşamak nedir biliyor musun; nefes alırken huzuru içine çekebilmektir, mesela bir buluşmaya giderken ona heyecanla yetişebilmektir, sevdiğinle nerde olduğun önemli değil onunla o anı mutlu bırakabilmektir yaşamak, mesela yediğin içtiğinin tadını alabilmektir ve bazen bir yudum çayda bi çok sohbetin tadını ala ala saatleri devirmektir, gezerken ayaklarının yorgunluğunu unutmaktır bazı zaman, yaşamak bulunduğun an’dan an’lar biriktirmektir. Bazısı bilmez, bazısı çünkü yaşamak istemez. Kapanır yorganın altına, tıkar pamukla kulaklarını ve ne görür ne de duyar etrafını.

Hayat bazen acımasızdır bir teyzeye, gencecik bir bedene ve minicik bir kalbe. Anlamsızdır yaşadıklarımız, uzaktan gözlemlediğimiz hayatın neresindedir ki belki de bizim çektiğimiz acı? Bir daha görememek ve başımızı yaslayamayacağımızı düşünüp toprağını öptüğümüz bir eşimiz mi gitti bu dünyadan, veya da daha ömrümüzün en güzel çağındayken tutulduk mu bir hastalığa ya da minicik bir bedeniz de annemizi rüyalarımızda mı görmek için dualar mı sıralıyoruz Allah’a..

Sen bunların hangisisin eğer bunların biri sende varsa, sen üzülme, bırak bu üzüntü bize kalsın. Çünkü sen mutluluğun en güzellerini yaşamalısın, sen bir gün en güzel kavuşmayı gezdirmelisin hayallerinde. Çokça tutunmalısın hayata, seni uzaktan gören bir annen varsa. Galiba biz beceremedik annelerimize layık bir evlat olmayı.. Yeterince öptün mü, sarıldın mı annene, diye sorarsan utanıyorum vermeyi cevabını.

Ama biliyorum bugün anneler günü olduğunu biliyorsun, anneler günü olmasa da her gün öpülmeye değer eller var kalbimizin avuçlarında,  herkesin var mutlaka kalbinin en güzel köşesinde onu bekleyen bir annesi, bazı zaman biz göremeyiz ama o bizim saçımızı okşar bazı zamanlar da göremeyiz ama o bize gelir sarıp sarmalar, ve bazı zamanlar vardır çok ağladığımız günlerde anneler gelir bizimle beraber ağlar. Göremeyiz, aslında biz annelerimizin bize verdiği değeri hiçbir zaman tam anlamıyla göremeyiz ama biliyor musunuz biz de anne olursak, bir gün işte o gün annemizi kimsenin göremeyeceği şekilde görebiliriz. Nasıl mı? Bazı bazı yaptığımız bir yemek kokusunda, bazı bazı saçını okşarken evladımızın ve bazı bazı da çığlık atan çocuğumuza bağırırken..

Unutmayın;

Kapıdır anne, duraktır, kaçış durağıdır. Ne zaman kendini kötü hissetse insan, soluğu anne kalbinde alır. Sarılsa geçecek sanır, anlatsa bitecek. Anne kanattır, seni umutlarına uçurabilecek. Aşktır anne, asla vazgeçilemeyecek. Dertlerin kovalarken seni ve uçuşurken aklında bir tümör dert, sanki bir sihirli değnekle dokunuverir annenin duası zorluklarına. Bir anne duası, yeter de artar insanın hayatına. Dudağından çıkan her kelime değerlidir annenin, ya dinlemelisin ya da dinlemelisin. Birşeyi hissediyorum diyorsa, ya ona devam etmelisin ya da onu terketmelisin. Anne diyorsa karşılık vermekten sakınmalı dilin. Taçtır anne, hiçbirinin başından düşmeyen. Korkusuzluktur anne, merhameti Sunduran’a yüz çevirmeyen. Ve anne her evladının gözünde bir melektir, beyazlığı eskimeyen..

Bütün annelerin öptüğüm kalbiyle,

Hoşçakalın.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.