Yimpaş, İttifak, Kombassan doksanlı yılların kar ve zarar ortaklığına dayalı çok ortaklı öncü holdinglerdendi. Bu holdinglerin piyasadan iyi para çektiğini gören niceleri, üç beş kişi bir araya gelerek aynı usulle çalışan holdingler kurdular. Kısa zamanda holding sayısı sadece Konya bölgesinde 50 sayısına ulaştı. O günün basınının ve devlete hakim olan güçlerin yeşil sermaye adını verdiği bu holdingler kısa zamanda adından söz ettirdi. Arka arkaya sermaye artırımlarına gidildi. Holdinglerin en büyük sermayedarları da ağırlığı Avrupalı gurbetçiler olmak üzere Anadolu'nun mütedeyyin insanları oldu. Daha işin başında döviz ve altın bazında yüzde 20-30 kar verilmesi ve ortakların hep kar etmesi sebebiyle bu holdinglere paralar su gibi aktı. Kendi holdinglerine para çekmek için bilmem ne ile mücadele edeceğiz denerek din bolca kullanıldı. Holdingler, gelen parayı yatırıma dönüştürmeden yeni giriş yapan sıcak parayı ortaklarına kar payı olarak dağıttı ve bir saadet zinciri oluşturdu.
Holdinglerin kısa zamanda büyümesi, gücüne güç katması, Türkiye sermayesini elinde bulunduranları ve sermayeye yön verenleri korkuttu. Doğru ve yanlış bilgilerle holdinglerin üzerine gidildi. Battı-batıyor derken bu holdinglere sermaye girişi yani sıcak para kesildi. Sermayedarlar paralarını çekmek istedi. Yeni para girişi olmayınca adını zikrettiğim üç holdingin dışındakiler battı. Bu üçü de parasını isteyen ortaklarına para vermedi/veremedi ya da sınırlandırdı. Haliyle üyeler mağdur oldu. Öyle zannediyorum, hala parasını alamayan ortaklar var. Kar-zarar ortaklığına bağlı holdinglerin parlayan yıldızı da bu şekilde sönmüş oldu.
Çok ortaklı ve kar-zarara bağlı holdingler niçin bu akıbete uğradı ve kötü bir iz bıraktı?
*Holdingler, temellerini mevzuata uygun yani işlerini sağlam yapmadı. Gelen sıcak parayı yatırıma dönüştürmeden yüksek kar payı olarak dağıtma yoluna gitti. Kar-zarar hesabı yapmadan gördüğü işe atladı. Batak firmalara yüksek meblağlar ödedi, karlı yatırıma imza atmadı. Bünyesinde çalıştıracağı personel için bir kıstas koymadı. Holdingde parası olanın önerdiği kişiler işe alındı. Eleman alımında ahbap çavuş ilişkisine gidildi. Kalifiye eleman alma yoluna gidilmedi. Dün işe giren kişi ertesi günü en basitinden kasiyer koltuğuna oturtuldu.
*Holdinglerin temelleri sağlam olmamasına rağmen devlet sesini çıkarmadı. Siz biraz büyüyüp palazlanın, ben sizin kökünüzü kuruturum siyaseti güttü. Bu durum, öğrencisi kopya çektiği halde biraz daha yazsın, az sonra canını yakarım diyen öğretmenin durumuna benzer. Devlet holdingleri yasal zemine oturtmadı. Sıkı bir denetimden geçirmedi.
*Holdinglerin döviz ve altın bazında yüksek kar verdiğini gören insanımızın çoğunluğu, bu musluğun suyu nereden demeden gidip parasını bu holdinglere yatırdı. Yatırırken de kar etmeyi kafasına koyarak işin zarar kısmını unuttu. Holdingler para veremeyince de holding yetkililerine veryansın etti.
Hasılı, çok ortaklı ve kar zarar ortaklığına dayalı holdingler birçok mağduriyeti arkalarında bırakarak iflas etti. Parasını yatıranlar üzerine bir bardak soğuk su içmiş oldular. Holdingler belleklerde iyi bir imaj bırakmadı. Halkın kendilerine olan güvenini yok etti. Bildiğim kadarıyla ilk öncü holdinglerden Kombassan, İttifak ve Yimpaş’tan ilk ikisi holding faaliyetlerine hala devam ediyor. Yimpaş’ın son durumunu bilmiyorum. Kombassan sanırım genel merkezini İstanbul’a taşıdı. İttifak el değiştirmiş olabilir.
Kimsenin içini bilemem ama bugün kar ve zarar ortaklığına dayalı özelliği kalmasa da hala bu üçünün varlığına devam etmesi, bunların kuruluş aşamasındaki samimiyetlerini gösterir. Bunlara bakarak piyasaya giren diğer holdinglerin bugün esemesi okunmuyor. Bu üç holding keşke zamanında işi sıkı tutsaydı, çok açılmayıp ayaklarını yere sağlam bassaydı, ticaretin tüm kurallarını uygulayarak gıdım gıdım ilerleseydi, bu şekil bir ortaklık belki bugün Türkiye’ye güzel bir örnek olabilirdi. Ama olmadı.
Bu konuda yazılıp çizilecek ve söylenecek çok söz var ama sözü fazla uzatmadan son cümlelerimi de Haşim Bayram’a ayırmak istiyorum. Çünkü Kombassan denince Haşim Bayram, Haşim Bayram denince de Kombassan akla gelirdi. Hem kurucusu hem de onunla özdeşleşmişti. Öğretmen kökenli Bayram’ı Konya ve havalisinde tanımayan yok. Açtığı dershanede anlattığı kimya derslerini öğrencileri anlata anlata bitiremez. Ondan hep hayırla yad ederler. Ama kötü Kombassan tecrübesi ile Haşim Bayram karizmayı çizdirdi. Şimdi diyorum ki keşke Haşim Bayram ticarete atılacağına, öğretmen olarak kalıp öğrenci yetiştirmeye devam etseydi… Günahıyla sevabıyla Haşim Bayram vefat etti. Allah rahmet eylesin.