Yalanın Kardeşi

Barbaros Ulu

Toplumda bir anket yapılsa, onlara en sevmediğiniz nedir dense, herhalde ilk sırada yalanı sevmem çıkar. Çıkan bu sonuç, doğru bir tespit olur. Öyle ya kim sever yalanı. Zaten din de büyük günahlardan sayar yalanı. Her ne kadar yalanı sevmem dense de zor durumda kaldığımız zamanlarda yalana başvurduğumuz olur. Savaşta düşmanı yanıltmak için can ve mal tehlikesine karşı, iki kişi arasını ve karı koca arasını düzeltmek ve hastaya moral vermek için yalana başvurmaya cevaz verilir.

Buradan anlaşılıyor ki yalana izin verilen alanlar sınırlıdır. Çünkü yalan her şeyden önce güven ve itibar kaybına sebebiyet verir, kişiyi güvenilmezler sınıfına sokar. Toplumda yalanı meslek haline getirenler için “onun Allah bir dediğinden başkasına inanmam” bile denir.

Yalanın her türlüsü kötü olsa da bazı yalanlar vardır ki sonuçları kimseyi mağdur etmez. Bu tür yalana atmasyon diyebiliriz. Bazı yalanlar vardır ki sonuçlarından birileri olumsuz etkilenir. Bu yalan türünde iftira boyutu vardır ki kul hakkı oluşur. Tehlikelidir. O yüzden başkasını mağdur etmeye dayalı bu tür yalanlardan uzak durmak lazım. Bazı yalan türünde ise doğru ile yanlışın karışmışlığı vardır. Neresi doğru neresi yanlış bilinmez. Bazı yalanlar vardır ki konunun ya da olayın bir kısmını söyleyip bir kısmını söylememek şeklindedir. Buna sureti haktan görünme de diyebiliriz. Toplumu kandırmaya ve algı oluşturmaya dayalı bu yalan türünde, gerçeğin bir kısmını söyleme, bir kısmını söylememe üzerine kurulu olduğu için bu tür yalana, yalanın kardeşi diyorum. Çünkü bu tür yalanla sadece birkaç kişiyi değil, toplumun tamamını kandırma durumu söz konusudur. Örnekle bu yalan türünü somutlaştırmak istiyorum:

Malumunuz bu ülkenin cari açık sorunu var. Çünkü ithalat ve ihracat dengesini bir türlü tutturamıyoruz. Ülkenin ekonomik yönden zaman zaman krizlere duçar olması da bundandır. Örneğe gelirsek, yetkililer her ay bir önceki ayın ihracat rakamlarını açıklarlar: “Geçen ay ihracat rekoru kırdık derler. Tamam, önceki aylara göre ihracat rekoru kırdığımız doğrudur. İthalatta durumumuz nedir? İşte bu kısmı muamma. Maalesef ithalat rakamları söylenmiyor. İthalat söylenmese de bilinen o ki ihracatla beraber ithalatın da rekor kırdığıdır. Çünkü ihracatımızın yüzde 80’i ihraç ürünlerine dayalı ithalata dayanmaktadır. Bu demektir ki ihracat rekorları kırıyorsak, ithalat rekorları da kırmamız gerekiyor.

Sadede gelirsek, ihracatı söyleyip ithalat rakamlarını vermemek, doğrunun bir kısmını söyleyip bir kısmını söylememektir. Gerçekleri örtmektir. Halbuki bu işin doğru olanı, ithalat ve ihracatı birlikte vermektir. Dürüstlük de bunu gerektirir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.