Oynanan Kumardı. Oynandı Bitti

Barbaros Ulu

—Döviz ve altının füze çıkması sonra paraşütten iner gibi düşmesi konusunda ne dersin?

—Baştan sona bir kumardı. Oynandı bitti. Bu oyunun kazananları oldu, kaybedenleri oldu. 

—Kimler kazandı? 

—Alın terletmeden paradan para kazananlar, spekülatörler vs. Bunlar hiç kaybetmezler. Burunları iyi koku alır. Ellerindeki parayı faiz, döviz ve borsa üçgeni arasında dolaştırır dururlar. Döviz düşünce alırlar, zirveye çıktığında da bozdururlar. Hem alırken kazanırlar hem de satarken. Bunlar kumarı kuralına göre oynayan, her türlü inceliğini bilen, içeriden bilgi alan kimselerdir. 

—Kaybedenler? 

—Bunlar elinin emeği ile kazanıp kazandığından arta kalanı kötü günler için bir kenara koyanlar; çocuğunu evermek, ev ve araba almak, hac ve umreye gitmek için para biriktirenler, krediden uzak duranlar, parasını faiz ve borsaya yatırmayanlar vs. Bunlar küçük yatırımcıdır. Piyasada oluşan ya da oluşturulan algıya göre hareket ederler. Sonunda da kahir ekseriyeti kaybeder.

—Devlet bu oyunun neresinde?

—Bu konuda farklı görüşler var. Kimine göre devlet bu işin tam göbeğinde kimine göre ise her konuda olduğu gibi devletin bunda da bir suçu yok. Böyle giderse suç benim üzerimde kalacak. Çünkü suçun sahibi olmaz. Kimin üzerine yıkılırsa veya bu suçu kim sahiplenirse suç o kimsenin üzerinde kalır.

—Sence?

—Millet olarak bu kumarın içerisine girdik. Her birimizin az veya çok bu suçta payı var. Bana göre suçun büyüğü devlette. Çünkü Devlet “Çin gibi olacağız” diyerek “düşük faiz ve yüksek kur”a dayalı yeni bir ekonomik model denemeye kalktı ve kumarın fitilini ateşledi. İşe, yüzde 19 olan faiz oranını her ay indirerek “Çin gibi olma” yolunda ilerledi. Her faiz indirildiğinde döviz o günü rekorla kapattı. Döviz her gün bir önceki rekorunu egale ederken etkili ve yetkili kişiler, dövizin ateşini söndürmeye yönelik konuşmalar yapacağı yerde altı dolu olmayan konuşmalarıyla hazırında yangına körükle gitti. Devlete bir türlü toz kondurmayan bazılarına göre devletin bunda bir suçu yok. Bir an için bunların dediğini kabul edelim. Burada sormak isterim. Her gün her saat TV ekranlarında ve sanal alemde birileri “Altın bu kadar olacak, döviz şu kadar olacak” derken devlet niçin bu spekülatörlere engel olmadı diye sormak lazım. Maalesef devlet bu spekülatörlere mani olmadı. Buna da devlet, kişilerin ağzını bağlayamaz ve karışmaz diyelim. TL her gün her saat döviz karşısında erirken devlet 20 Aralık akşamı aldığı kararı niçin ilk başta almadı ve niçin bu kadar bekledi? Pekala faizi ilk indirmeye başlarken “Kur garantili TL” mevduatını devreye sokabilir ve paramız da bu kadar pul olmazdı. Maalesef devlet birkaç ay sadece seyretti. Bu durum vatandaşta güven problemini beraberinde getirdi ve kahir ekseriyet devletin aciz kaldığı hissine kapıldı ve önünü göremediği için elindeki parasının değerini korumak maksadıyla denize düşen yılana sarılır misali döviz veya altına yöneldi ve kaybedenler de maalesef bunlar oldu.

—Vatandaş parasını gidip altın veya dövize bağladıysa devletin suçu ne burada? Hep devleti suçluyorsun.

—Devlet babadır bizde. Baba ise ailenin ve evladının her şeyinden sorumludur. Onları korur ve kollar. Meydanı birkaç spekülatöre bırakmaz. Zamanında alacağı tedbirlerle meydanı birilerine bırakmaz. Ailedeki baba da öyle değil mi? Ailede bir sorun olduğu zaman sorumluluk babaya aittir. Bu sorunu baba çözecektir. 

—“Kur garantili TL” konusunda ne dersin?

—Bu konuyu da başka zaman konuşalım. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.