—Mesleğin nedir?
—Muhtarım.
—Mesleğini sordum. Zira muhtarlık meslek değil.
—Ticaretle uğraşıyorum.
—Tamam, şimdi oldu.
—İki iş bir arada zor olmuyor mu?
—Esas işimi yapıyorum. Muhtarlığı ise ek gelir ve itibar olarak yapıyorum.
—Ticaretinde sana helalinden bol kazançlar.
—İtibar derken?
—Herkes bana muhtarım diyor. Muhtarlığı kaybetsek bile adımız eski muhtar kalıyor. Ayrıca tanışmalarda hep muhtarımız diye tanıtılıyorum. Ne de olsa seçilmiş kişiyiz.
—Muhtar olarak ne yapıyorsun?
—İşi çok muhtarlığın. Yapılacak iş değil.
—Hem işin hem muhtarlık, iki ayrı yerde nasıl bulunabiliyorsun?
—Benim ticarethanem aynı zamanda muhtarlık. İkisini aynı yerde götürüyorum.
—Muhtarlık ofisin var mı?
—Var ama oraya pek uğramıyorum. Zaman zaman öylesine açıp kapatıyorum.
—İşi çok dedin muhtarlığın. Ne iş yapıyorsun?
—Tüm yük üzerimizde.
—Mesela?
—Vatandaşı evinde bulamayan kargo ve benzeri yazışmaları firmalar bize bırakır. Vatandaş bizden alır. Sokak lambaları patlamışsa elektrik dairesine telefon açarım. Kaza ihtimali olan sokak ve caddelere ışık koyması için belediyeye giderim. Kasisler yaptırırım. Yollarda çukur oluşmuşsa bunları haber veririm. Mahallenin fakir fukarasını tespit ederim. Bayram vb. törenlere katılmak için protokoldeki yerimi alırım. Okulundaki etkinliğe katılmayan müdürleri kaymakama şikayet ederim.
—İkametgah belgesi veriyor musun?
—Hayır, e devletten alıyor vatandaş.
—Adres kaydı yapıyor musun?
—Hayır, e devletten alınıyor.
—Başka ne iş yaparsın?
—Ay çiçeği yağı stoku yapan bakkal varsa onları yetkililere haber veriyorum.
—Başka?
—Okulların kermeslerine ve diğer toplantılara katılırım.
—Başka?
—Zaman zaman kaymakam, vali ve belediye başkanları toplantıya çağırırlar. Burada görüşümü sorarlar. Mahallemin isteklerini dile getiririm.
—Başka?
—Seçim zamanı adaylık pusulası bastırır, seçmen kağıdıyla birlikte ev ev dolaşırım.
—Başka?
—Nerede bir açılış varsa ben oradayım.
—Başka?
—Beştepe’deki muhtarlar toplantısına katılırım.
—Başka?
—Belediyeler muhtarları değişik illere gezmeye götürürler. Bunlara katılırım.
—Ödeneğin var mı?
—Hayır.
—Ekibin var mı?
—Hayır, bir başınayım ve tüm yük üzerimde.
—Yükün ağır gerçekten. Bir başına tüm bunların altından iyi kalkıyorsun. Pes doğrusu!
—Son bir soru daha soracağım. Bu ülkede muhtarlığa gerek var mı?
—Olmaz olur mu? Muhtarlıklar kalkarsa tüm bu işleri kim yapacak?
—Haklısın. İyi ki varsınız. Zira siz olmasaydınız bu işleri kim yapacaktı…