Nasılsak öyle mi yönetiliriz? (2)

Barbaros Ulu

“Nasılsanız öyle yönetilirsiniz” cümlesinin kaynağı üzerine bir önceki yazımda bilgiler vermiş, halk arasında hadis diye bilinen bu sözün senet ve metin yönünden zayıf kabul edildiğine işaret etmeye çalışmış, zayıf hadisle amel edilebileceğini, inkarı halinde küfrü gerektirmediğini, bu yazımda da sözün içeriği üzerine değerlendirmede bulunacağımı ifade etmiştim.

Bu hadisle ilgili değerlendirmeye geçmeden önce bu hadisle uyumlu ya da birbirlerini tamamlayan iki ayet mealine yer vermek istiyorum: “Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez...” (Rad 11). Diğeri, “Bu, bir topluluk iyi gidişini değiştirmedikçe Allah'ın da verdiği nimeti değiştirmeyeceğinden ve Allah'ın işiten, bilen olmasındandır.” (Enfal 53)

Bu iki ayet değişmez toplumsal iki yasadır. Toplum veya insanlar bir şey elde etmek istiyorlarsa o konuda yapılması gerekeni yapacaklar. Yani sebeplere sarılacaklar ve sebep-sonuç çerçevesinde sebepleri yerine getireceklerdir. Bunun için mevcut yaptıklarını revize etmeleri veya değiştirmeleri gerekecek ki Allah da onları değiştirmiş yani istediklerini vermiş olsun. Eğer insanlar bu elde ettiklerini devam ettirmek istiyorlarsa mevcut durumlarını değiştirmeleri gerekiyor. Değilse Allah verdiklerini bir şekilde alır.

Şimdi “Nasılsanız öyle yönetilirsiniz” hadisinin içeriğine gelelim. Bu hadisten anlaşılan, siz kimseniz, sizi öyle biri yönetir. İyi iseniz iyi biri, kötü iseniz, kötü biri yönetir. Bu anlayış bir yere kadar doğru ise de derinlemesine düşününce, yöneticilerin sorumluluğunun halka yıkıldığını anlayabiliriz. Çünkü bu hadisi bilen ve baz alan bir yöneticiyi, yaptıklarından dolayı eleştirmeye kalkınca, o yöneticinin bize söyleyeceği, “Siz iyi biri misiniz ki benden iyi şeyler bekliyorsunuz? Siz buna müstahaksınız. Siz iyi olursanız, ben de iyi olurum” diyecektir. Bu ise yanlış kader anlayışına benzer. Kaderiye’nin doğuşu yanlış kader anlayışına dayanır. Çünkü Emeviler döneminde bazı idareciler, yaptıkları yanlış tasarrufları “takdiri ilahi” demek suretiyle kendilerini temize çıkarmaya ve suçu kadere atmaya çalışmışlardır. Bu yanlış anlayışa tepki olarak “İnsan hür iradesiyle yaptıklarından sorumludur” diyebileceğimiz Kaderiye doğmuştur.
Bir an için iyi insanların başına iyi insanlar, kötü insanların başına kötü insanlar geçer diyelim. Bunu da toplum aynı toplum olmasına rağmen o toplumun başına bazen iyi bazen de kötü idareciler gelebileceğini söylersek, bu hadisi nereye koyacağız?

Burada sorgulanması gereken bir başka husus, değişim aşağıdan yukarıya mı olmalı ya da yukarıdan aşağıya mı olmalı? Her ikisi ile de değişim olabilir. Yalnız aşağıdan yukarıya yani herkes iyi olacak, başa iyiler gelecek anlayışının pratikte bir anlamı olmaz. En kolayı, sonuç alıcı olanı ve pratikte karşılığı olanı, değişimin yukarıdan aşağıya olmasıdır. At sahibine göre kişner sözünü bu çerçevede hatırlayabiliriz. Burada bir başka soru daha soralım. Peygamberler iyi toplumlara mı gelmiş yoksa kötü toplumlara mı? Tarihen ve dinen sabittir ki tüm peygamberler Allah tarafından seçilmiş iyi kimselerden oluşur. Yine biliriz ki tüm peygamberler kötülükte aşırı giden toplumlara gelmiştir. Her bir peygamber, toplumu düzeltmek için çaba sarf etmiştir ve her biri değişimin ve dönüşümün öncüleri olmuştur. Kimi başarılı olmuş, kimi ise başarısız. Bu ayrı bir konudur.

Burada hadisi şerifi içerik yönünden tekrar ele alırsak, bu hadise göre peygamberler iyi toplumlara gelmeliydi. Çünkü peygamberler iyi kimselerdir. Ama biliriz ki tüm peygamberler haddi aşan toplumlara gelmiştir. Yani peygamberler iyi, toplumlar kötüdür.

Hülasa, toplum düzgün olacak ki başa iyi idareciler gelsin sözünün pratikte bir karşılığı olamaz. Zaten herkes iyi ise yöneticiye ne gerek var, öyle değil mi? Kimse kusura bakmasın, bu anlayış topu taca atmaktır. Yönetici planlayıp uygulayacak, makul şeylere imza atacak. İmzasının arkasında olacak, bunun takipçisi olacak. Halk da bunlara uyacaktır. Uymayanlara ise gereken yapılacaktır. Bu konuda en son şunu söyleyeyim. Bu hadisle, iyi kimselerden olmaları için halka sorumluluk yüklemek anlamını çıkarmak en uygunu diye düşünüyorum. Çünkü halk iyi olursa yöneticilerin yönetim işi daha kolaylaşacaktır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.