Bir lisede görev yapan bir okul müdürü yanıma geldi. Aramızda şu diyalog geçti:
—Devlet FETÖ ile mücadele ediyor ama nasıl ve kiminle mücadele ediyor, bir türlü anlayamadım.
—Hayırdır? Bildiğin bir şeyler olmalı.
—Aktif Sen üyesi dört öğretmen vardı okulumda. Üç tanesi KHK ile ihraç oldu. Bir tanesi görevinde kaldı. Atılanlar niye atıldı, kalan niye kaldı. Bunu anlayabilmiş değilim.
—Devlet yeterince araştırıp incelemiştir. Demek ki atılmaması gerektiğine kanaat getirmiş olmalı.
—Atılacaklarsa ilk önce halen görev yapan atılmalıydı. Çünkü bunun yanında diğerleri masum kalır. Neden dersen, bu arkadaş sendika üyeliğinin yanında okulda yapının temsilcisi olarak tanınır. Kendi de kendini öyle tanıtırdı. 17-25’ten sonra bile öğrencileri yapının dershanesine kayıt ettirmeye çalışırdı, onların gazetesinden her gün okula iki tane getirirdi. Odam öğretmenler odasının karşısındaydı. 17-25 olaylarından sonraki günlerden birinde, gelen gürültünün üzerine öğretmenler odasına vardım. Bu kişi başka bir öğretmenle tartışıyor. Geldiğimi görünce seslerini kestiler. İkisini birden odama aldım. Nedir derdiniz dedim. Biri iktidarı, diğeri yapıyı savunmuş. Sonunda sesler yükselmiş ve birbirlerini kırmışlar. İktidar değişirse hepiniz sürüleceksiniz demiş yapının temsilcisi. Bu yaptığınız yakışıyor mu? Burada eğitim ve öğretimde kaliteyi nasıl yakalarız üzerine kafa yoracağınıza biriniz bir parti, diğeriniz bir hareketi savunuyor. Size ne partiden, size ne hareketten. Size ben kurul toplantısında fikrinizi, zikrinizi, cemaat bağınızı ve ideolojisini dış kapının önünde bırakacaksınız demedim mi şeklinde konuştum. Bir daha böyle bir şeye tevessül etmeyeceklerine söz verdiler. Benden ve birbirlerinden özür dilediler. Olay kapandı.
Gel zaman git zaman yapının temsilcisi dediğim öğretmen, öğretmenleri Aktif Sen üyesi yapmaya çalışırken bir gün sendikasından istifa ettiğine dair bir formla odama geldi ve Eğitim Bir Sen sendikasına geçeceğini söyledi ve geçti de. Bu ne şimdi dedim. Babamların yaşadığı yere tayin istedim. Tayinim çıkmadı. Şimdi de özür grubundan tayin isteyeceğim. Kendi sendikamdan çıkıp bu sendikaya girmezsem tayinimi yine yapmayacaklar dedi.
—Çıktı mı tayini?
—Çıktı, o yıl (2014) nakil olup gitti.
—Sonra?
—Darbe teşebbüsünden sonra bu öğretmenin üye yaptığı üç Aktif Sen üyesi öğretmen KHK ile ihraç oldu. Yapının temsilcisi öğretmen ise hala öğretmenliğine devam ediyor.
—Nasıl kalmış?
—Nasıl kaldığını bilmiyorum. Bir gün durumu nedir diye sosyal medyadan bu öğretmeni araştırdım. Gördüm ki daha önce sosyal medya kullanmayan bu öğretmen kendisine bir sosyal medya hesabı açmış. Bir lisede halen çalışıyor. Tek paylaşımı nedir biliyor musun?
—Nedir?
—Çok sevdiği, uğruna meslektaşlarını karşısına aldığı Fethullah Gülen'in domuza benzetildiği bir resmi paylaşmış. Resmin üstüne de "Amerikan domuzu" yazmış.
—Böylece nasıl hala görevde kaldığı belli oldu. Bu işler böyle. Öğretmen işi biliyormuş bu arada. Çünkü küfredenler kaldı görevinde.