Süre başlıklarının olduğu sayfalar hariç her sayfasında 15 satır olan Kur’an; 606 sayfa, yuvarlak hesap 6666 ayet, 114 süre ve her biri 20 sayfa olmak üzere 30 cüzden ibarettir.
Şimdiki proje hafız İHO’larda hafızlık eğitiminden önce hafızlık yapanlar; bir yılı yüzünden, iki yılı da ezber yapacak şekilde üç yılını hafızlığa ayırırlardı. Bazı yerlerde ilkokuldan önce hafızlık yapılsa da Türkiye’nin genelinde ilkokulu bitirdikten sonra hafızlığa başlanırdı. Eğitim genelde Kur’an Kurslarında yapılırdı. Hafızlığını bitirenler ağırlıklı olarak İmam Hatip ortaokullarına kayıt yaptırırdı. Orta birinci sınıftan okumaya başlarlardı.
Hafız olanlar ve hafızlık çalışanlar bilir. Kur’an ezberlemeye Fatiha’dan başlanmaz. Her cüzün birinci (20.sayfa) sayfasından ezbere başlanır. 2.cüzün 1.sayfası, 3.cüzün 1.sayfası şeklinde 30.cüze kadar bu şekilde birer sayfa ezberlenir. Ezberlenen her sayfa hocaya ezberden verilir. 30.cüz bittikten sonra tekrar başa dönülür. 1.cüzün 2’nci, 3.cüzün 2’nci sayfası şeklinde her cüzün hem ikinci hem de birinci sayfası, birlikte okunarak 30.cüze kadar devam eder. Kısaca her cüzün 1.sayfasından başlanır, her cüzün 20.sayfasına kadar ezberlenerek Kur’an baştan sona ezberlenmiş olur. Hafızlık yapanlara sorulduğu zaman birden gidiyorum, ikiden gidiyorum derler. Bundan kasıt da mesela ikiden gidiyorum diyen biri günlük iki sayfa ezberden verir. Bu iki sayfanın birinci sayfası, bir önceki turda ezberlediğidir. Buna pişik deniyor. Yeni ezberlediği sayfaya da ham deniyor. Her cüzden yeni ezberlenen sayfaya, cüzün diğer sayfaları da eklenerek hocaya okunur. Böylece önceki ezberler de her turda tekrarlanmış olur. Her cüzü bir binaya benzetirsek, birinci sayfalar temel ise cüzün diğer sayfaları temelin üzerine çıkılan katlar gibidir. Her cüz aşağıdan yukarıya bu şekilde örülür. Hafızlık yapanlara 5.cüzün 15.sayfasını oku dediğin zaman o sayfanın neresi olduğunu bilir. Bu, hafızlar arasında bilinen bir şey. Hafızlık yapmayanlar bunu bilmezler.
Hafızlığa çalışanlar iki dizinin üzerinde saatlerce aynı sayfayı yani ertesi gün hocasına okuyacağı sayfaları döner döner okur. Genelde ezber yapmak için sessiz ve sakin ortamlar seçilir. Uykudan önce yapılan ezberler daha sağlam olduğu için genellikle akşam ve gece saatleri seçilir. (Çünkü uykudan önce yapılan ezberler uykunun ardından hafızaya güzelce yerleşiyor. Sabah erkenden yapılan ezberler ise daha çabuk yapılsa da hocanın önüne gidildiği zaman çoğu zaman okunamaz.) Akşamdan ezberini yapan, hocasına dersini okumadan önce sabah erkenden kalkarak akşamki yaptığı ezberini tekrar eder. Dersini hocasına veren öğrenci derin bir nefes alır, sevincine diyecek yoktur. Ama sevinci fazla sürmez. Çünkü sırada yarının dersini yapmak var. Bu yüzden fazla vakit kaybetmeden yarınki ezberine çalışmaya başlar.
Gördüğünüz gibi ben anlatırken zorlandım. Ama şu bilinmeli ki anlatıldığı gibi kolay değil, Kur’an’ı baştan sona ezberlemek. Çünkü hafızlık her gün ezber yapılması gereken; tatil, dur-durak bilmeyen, sabır isteyen uzun soluklu bir eğitim sistemidir. Bir hevesle hafızlığa başlayanların çoğu hafızlık yapmayı bırakmışlardır.
Hafızlık yapmak zor olsa da iş hafızlığı bitirmek ve hafız olmakla bitmiyor. Hafız olan kişi hafızlığını unutmaması için belirli periyotlarla sürekli Kur’an okuması ve tekrar etmesi gerekiyor. Piyasada, zamanında hafız olmuş ama dünya meşgalesi yüzünden en azından yılda bir tekrar edemediği için hafızlığını unutmuş niceleri vardır. Vatandaş bir hafız gördüğü zaman önce maşallah dedikten sonra hafızlığın sağlam mı diye sorar. Unuttum diyenlere halk arasında “ha”sı gitmiş, “fız”ı kalmış hafız denir.
Allah okuduğunu anlamayı, anladığını yaşamayı nasip etsin.