Bordro mahkumu olup bu devirde yaşayanlar içerinde en acınası durumda olanlar, emekli olup 7.500 lira bir maaşa talim eden emeklilerdir. Çünkü kendilerine reva görülen para, adı üzerinde asgari geçinme ücreti diye bildiğimiz asgari ücretten 4 bin lira daha az.
Bu şekil maaş alanların sayısı da az buz değil. Epey kişi 7500 alıyor.
Gelen zamlar kök maaşlarına yapıldığı için 7.500 rakamını bir türlü geçemiyorlar. Zammı 7500’den hesaplasalar ölürlerdi sanki.
Eğri oturup doğru konuşalım. Kendilerine reva görülen bu maaşla geçinebilmeleri mümkün değil. Kim geçinirler veya geçiniyorum diyorsa, ya birilerini koruma amacıyla savunmacı anlayışla bunu yapar ya da yalan söyler.
Bu maaşla kim geçinebilir? Evi, barkı vardır. Evde bir karı bir koca kalmışlardır. Köyde yaşıyordur. Çarşı, pazar, ulaşım derdi olmayan kişilerdir. Belki bunlar geçinebilir. Buna da geçinme denirse.
Gelin bir hesap yapalım. Diyelim ki kira ödemeyen bir karı kocanın başka bir geliri olmasın. Bu aile haftada market ve pazara 1500 lira harcar mı? Asgarisinden harcar. Etti mi 6000 lira. Elektrik, su, telefon ve yakıta da 1500 lira ödedi mi, emekli maaşı bitmiş olur. Geriye ne harçlığı kalır ne gezip dolaşabileceği bir yer. Kış şartlarında hele bir de doğal gaz ile ısınıyorsa, kaç para yakıt parası geleceğini varın siz düşünün.
Bu ailenin başka gelir, birikinti ve desteği yoksa kimse kusura bakmasın, bu para ile ay sonunu getirmesi mümkün değil. 7.500 almadığı halde kim geçinirler diyorsa, o kişiyi bir aylığına bu paraya talim ettirmek lazım. Üzerine de defaten verilen 5000’i de verelim.
Bakmayın siz, biz emekliyi, memur ve işçiyi enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz dendiğine. Kim böyle derse, bu emekliyle dalga geçmiş olur.
Zaten enflasyona ezdirmemenin sözde kaldığını, çalışmayan emekliye bir defaya mahsus 5000 lira verilmesinin başka bir izahı olamaz.
Kimse kusura bakmasın, kendimizi kandırmayalım. 7500 lirayı layık gördüğümüz kişiler ölüme terk edilmiş, devlete yük görülen kimselerdir. Bu para ancak sadaka yerine geçer.
Kaç aydır düşünüp taşınıp bir defaya mahsus beş bin verelim dediler. Onu da çalışmayan emekli alacak dendi. Gelen tepkiler üzerine diğer çalışanları da yararlandırmayı düşünüyorlar.
Çok mu zor, maaşları asgari ücret seviyesine çıkıncaya kadar ilaveten beşer bin alacaklardır şeklinde kanun çıkarmak. Hepsi bir cümlelik iş.
Sonra ilk başta sadece çalışmayan emekliye defaten vermek, çalışan emekliyi es geçmek olacak şey değil. Sanki çalışmamayı teşvik eder gibi. Halbuki ilk önce emekli olduğu halde çalışmaya devam edene ödeme düşünülmeliydi. Öyle ya emekli olduktan sonra hala çalışmaya devam eden, babasının hayrına veya keyfi çalışmıyor ki. Demek ki yetmiyor da ondan çalışmayı yeğliyor.
Nihayet çalışmayana defaten verme garabetinden dönülecek. Burada bir de şunu sormak lazım. Niçin tüm emeklilere bu para veriliyor? Bu toptancı anlayış niye? Çünkü emekli olduğu halde yüksek maaş alan emekliler var. Pekala bu yüksek maaş alanlar kapsam dışı bırakılabilirdi. Asgari ücretten düşük alan emekliler denseydi, hem her emekliye verilmemiş olurdu hem de asgari ücretin altında maaş alanlara bir defaya mahsus değil, her ay ilave maaş verilebilirdi. Bu daha adilane olurdu. Çünkü toptancı ve eşitlikçi anlayış adaleti sağlamıyor maalesef.
Geçti tüm bunlar. Bu aşamadan sonra yetkililerin, düşük emekli maaş alanları koruyacak, onları gözetecek farklı bir zam üzerinde çalışmalarında fayda var. Emekliler 2023’te ezildi. Bari 2024’de insanca yaşayabilecekleri bir maaşı layık görelim onlara.
Şayet 2024 Ocağında gelecek zam yine bugünleri aratmaya devam edecekse, Diyanet İşleri Başkanlığının “Zekât ve sadakalarınızı öncelikli olarak asgari ücretin altında maaş alan emeklilere vermeniz öncelikli olmalıdır” şeklinde bir fetva versin. Bari zekât ve sadaka ile onları ayakta tutmaya çalışalım.